0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
24
Okunma
Kafamın içi o kadar dolu ki
Herkesi dinliyorum…
Ama kimse beni duymuyor sanki,
Sesler çarpışıyor beynimde,
Kelimeler birbirine çarpıp düşüyor yere,
Ve ben eğilip hiçbirini toplayamıyorum.
Gözlerim açık, geceler kapalı,
Gündüzlerim karanlığa vardiya değiştiriyor.
Sustum sanıyorlar…
Oysa içimde binlerce çığlık
Aynı anda boğuluyor.
Herkes konuşuyor bana,
Aklını, nasihatini, doğrularını sıralıyor,
Ama kimse yorgunluğumu sormuyor.
Kimse “ne oldu sana” demiyor,
Herkes “ne yapmalısın”ı biliyor.
Dinliyorum…
Anlamıyorum…
Çünkü artık kelimeler yetmiyor kalbime,
Her cümle yarım,
Her izah eksik,
Her açıklama gecikmiş geliyor bana.
Bir güneş batıyor içimde her akşam,
Turuncuya boyanıyor umutlarım,
Sonra kararıyor yavaş yavaş…
Tıpkı denizin üstünden çekilen o ışık gibi,
Önce parlıyor,
Sonra iz bile bırakmadan kayboluyor.
Ben insanları dinliyorum,
Ama kendime tercüman bulamıyorum.
Anlattıklarını anlıyorum belki,
Ama hissettirdikleriyle baş edemiyorum.
Her şey çok fazla artık,
Dostluklar kalabalık,
Yalnızlık daha gerçek.
Gülüşler alıntı,
Acılar bana ait.
İçimdeki çocuk susmayı öğrendi,
Çünkü her anlattığında
Biraz daha inanmamayı öğrettiler ona.
Artık hayal kurarken bile temkinli,
Sevinirken bile korkak.
Kafamın içi o kadar dolu ki
Dualar bile sıra bekliyor,
Kimi dertler cevap bulmadan yaşlanıyor.
Ve ben her gece aynı cümleyi fısıldıyorum
Yıldız duvarlarına:
“Rabbim,
Ben herkesi dinliyorum,
Ama kendimi anlayamıyorum.”
Yorgunum…
Öyle bildiğiniz yorgunluklardan değil,
Ruhumun kasları tutulmuş sanki,
Dinlenmek bile yoruyor artık.
Beni en çok da
Anlaşılamamak ağırlaştırıyor.
Yanımda olanlar var,
Ama içimde olanı gören yok.
Bir gün susarsam,
Kimse sesimi özlemez belki,
Ama içimdeki gürültü
Beni mezarıma kadar takip eder.
Kafamın içi o kadar dolu ki…
Bazen bir tek boşluk iyi geliyor bana.
Ne soru,
Ne cevap,
Ne beklenti…
Sadece sessizlik,
Ve biraz da ben…
Kadir TURGUT