2
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
78
Okunma
Senin bakışın, hangi rüzgârın koynunda saklı,
Hangi gecenin alnına mühürlü bir sır,
Hangi eski masalın unutulmuş kahramanı?
Bilmiyorum…
Ama her baktığında, içimde bin yıllık yangınları
Köz köz üfleyen bir yalnızlık uyanıyor.
Dilimden dökülen her kelime sana takılıyor,
Sana varmayan yollar gibi daralıyor içim,
Kime yaslanır bu yürek senin sesini duymayınca?
Söyle…
Kimin omzunda dinlenir bu yıpranmış umut?
Benim bildiğim, hiçbir liman senin adın kadar
İyi gelmiyor fırtınalarıma.
Gel de anlat,
Sen yokken hangi gölge beni tamam eder?
Hangi yüz, senin gülüşün kadar
Derman olur geceye?
Ben aradım…
Karanlığa sordum, sokaklara sordum, kendime sordum,
Cevap hep aynı yere çıktı:
Sensizliğin sınırı yok,
Ama senin gibi bir tek yürek var.
Senden başkası nasıl sevilir bilmem,
Sevmişliğim sana kurulu,
Uykularım senin isminle kapanır,
Gün ağarınca yine sana doğar gözlerim.
Ne yana dönsem sen,
Hangi kapıyı çalsam sen,
Hangi yarama eğilsem
Yine sen çıkıyorsun karşıma.
Ben seni,
Kırılmış bir şiirin tam ortasına düşen
İlk kelime gibi sevdim,
Titrek, ürkek ama sonuna kadar gerçek.
Sen ise içimdeki bütün göçlerin
Son durağı oldun.
Şimdi gel;
Günüme güneş gibi değ,
Geceye yıldız gibi dol,
Bu yorgun kalp sensiz üşüyor.
Bir kez daha tut elimden,
Ve bil:
Ben seni,
Dünyanın unuttuğu en büyük ihtimal gibi
Her dem yeniden seviyorum.
Kadir TURGUT
5.0
100% (2)