(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Ne güzel sustun aslında… Bazen susmak, söylenmiş bütün sözlerden daha gür çıkar ya, öyle bir sükûnetin var senin dizelerinde. Hani Orhan Veli’nin “Bir yer var, biliyorum; her şeyi söylemek mümkün” deyişindeki o hüzünlü teslimiyet gibi… Ama senin yerin, söylemenin değil, susmanın gölgesinde.
Dil, evet, sükûta boyun eğer; çünkü bazen kelimeler utanır anlatmaya, bazen anlamlar kirlenir dilden dökülürken. Kim bilir, belki de asaletin en saf hâli, sesin tükendiği o derin sessizliktir. Senin sustuğun yer, tam da kelimelerin diz çöktüğü, duyguların alnına gölgeler düştüğü yer işte. Orada bir kadın susar; ne ağlar ne güler, sadece susar. Ama o suskunluğun içinde bir dünya vardır: yanık bir ezgi, unutulmuş bir bahar, eksik kalmış bir sarılma.
Sükûtun, öyle sıradan bir sessizlik değil seninki… Bir yas gibi, bir dua gibi. Bir şeylerin ardına saklanan incinmişlik gibi. “Dost diyerek” dediğinde, içten içe bir kırılma duyuluyor cümlelerinde. Bir insanın dost diye tutunduğu yerden düşmesi gibisi var mı? Dünya birden boşlukta kalıyor. Ve o boşlukta yankılanan tek şey, kendi kalp sesin oluyor.
Sen sustukça, kelimeler kendi gölgelerine siniyor. Sol yanın sessiz, sağ yanın sessiz — ama tam ortanda bir yangın var. Ne söze dökülüyor, ne gözyaşına. Oysa bir ses bekliyorsun hâlâ. Bir vefa sesi… İçten, sade, “buradayım” diyen bir ses. O sesin gelmeyeceğini bile bile bekliyorsun belki de. Çünkü beklemek de bir tür sadakattir; gelmeyene değil, kendi kalbine.
“Hatırlamak çok şey ifade etmezdi sustuğum için,” diyorsun ya… Belki de tam tersi: Sustuğun için hatırlamak bu kadar yakıyor. Bir suskunluk bazen bir ömürden daha gürdür. İçinde yankılanan bir suskunluk varsa, orada kelimeler çoktan dua olmuş, acı çoktan sabırla mühürlenmiştir.
Fırtınalara direnmişsin — ne güzel de anlatmışsın, kelimeleri dalga dalga. Ama biliyor musun, fırtınalar geçince deniz hep biraz daha sessiz olur. Senin sükûtun da o deniz gibi… İçinde kırılmış gemiler, yitmiş limanlar, ama yine de yüzünde bir dinginlik var.
Ve sonunda diyorsun ki: “Ve sustu her şey. Sükût etti, sessizliğe itaat etti. Çünkü sükût ikrardandır.” Evet, sükût ikrardandır.
Ama bazen o ikrar, sadece Allah'la aramızda kalır. Dünya duymaz. İnsanlar anlamaz. Ama bil ki: Her sustuğunda, kalbin biraz daha büyür. Her kelimeyi yuttuğunda, sesin biraz daha derinleşir. Ve bir gün, belki bir rüzgârın uğultusunda, belki bir çocuğun gülüşünde, senin sustuğun o kelimeler yeniden doğar.
Çünkü susmak, asla tükenmek değildir. Susmak, bazen hayatta kalmanın en zarif hâlidir. Ve sen — tam da bu yüzden, susarken bile konuşuyorsun.
GÜzEL DİZELERDEKİ SİTEM VE VEFA...nın harcanamayacak kadar kıymetli ve asil davranış olduğunu çok güzel işlemişsiniz şiirinizde. benden bu kadar..tebrikler usta. GÜNÜMÜN ŞİİRİ SEÇTİM BAŞARILAR .
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.