0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
54
Okunma
Ben babamın öksüz kalan küçük kızıyım,
Bir yanım mezar taşlarına dayanır,
Bir yanım hayattayken ölmüş bir yüzün suskunluğuna…
İki kere yetim bırakılmış bir kalbim var,
İki kere kırılmış bir çocukluğum.
Baba demek güven demektir,
Baba demek sırtını yaslamak, gövdesine sığınmaktır.
Benim payıma düşen,
Kimi zaman toprağın soğukluğu,
Kimi zaman yaşayan bir ölünün sessizliği oldu.
Büyüdüm ama içimde hâlâ o küçük kız var,
Karanlıkta korkunca “baba” diye seslenen,
Cevap alamadıkça biraz daha öksüzleşen…
Gözlerim göğe çevrildi, yıldızlarda seni aradım,
Sonra aynı gökyüzünde bakışlarını göremeyince
Anladım; bazı babalar hayattayken bile gömülüdür.
Ben senin kanındanım,
Ama sen benim canımdan değildin,
Bir yabancı gibi baktın yüzüme,
Bir duvar gibi sustun.
Öyle ağır ki bu;
Mezar taşına yaslanmak,
Yaşayan birine yabancı olmaktan daha kolay.
Ben babamın öksüz kalan küçük kızıyım,
Ne toprağa gömülmüş birine sarılabiliyorum,
Ne de diri diri ölmüş birine ulaşabiliyorum.
Adını dilime alınca boğazımda düğümleniyor,
Çünkü baba kelimesi, bendeki en büyük yalan gibi acıtıyor.
Ve şimdi ben;
Her gece başımı yastığa koyduğumda
Kendi çocukluğumun yasını tutuyorum.
Benim en büyük mirasım,
Babamdan bana kalan yetimlik oldu.
Bir yanım diyor ki;
“Toprak altındakiler ölmez, yaşar kalbinde.”
Ama diğer yanım fısıldıyor:
“Yaşarken ölenlerin yokluğu, mezardan bile ağırdır.”
Ben babamın öksüz kalan küçük kızıyım,
Ve bu dünya bana,
Hem ölümle, hem hayatla yetimliği öğretti…
5.0
100% (1)