0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
62
Okunma
Ben babamın öksüz kalan küçük kızıyım,
Gözlerimde yarım kalmış bir masalın gölgesi,
Ellerimde hâlâ sıcaklığını aradığım avuçlar,
Sesimde yarıda kesilmiş bir ninninin hıçkırığı.
Dünyamın direği bir sabah sessizce yıkıldı,
Çocuk kalbim enkazında kaldı sustu.
Bir yanım hâlâ “baba” diye seslenmek isterken,
Diğer yanım cevapsız bir boşluğa düşüyor.
Küçük kızlığım yetim kaldı o gidişle,
Oyuncaklarım değil artık,
Kederlerim diziliyor yatağımın başucuna.
Gözlerim göğe bakar oldu,
Çünkü biliyorum sen oradasın baba…
Ben büyüsem de,
Ben kadın da olsam bir gün,
İçimde hep o küçük kız kalacak;
Babamın öksüz kalan küçük kızı…
Ama en acısı; o hâlâ nefes alıyor…
Bir şehirde yaşıyor, bir gökyüzüne bakıyor,
Fakat bana bakmıyor, sesimi duymuyor.
En ağır yetimlik mezarda değil,
Yaşarken terk edilişin soğuk taşlarında saklı.
Bir baba yaşar, ama çocuğunun kalbinde çoktan ölmüştür,
İşte ben o ölümün sessiz şahidiyim.
Kapılar yüzüme kapandı,
Sıcak olması gereken o el,
Bana yabancı bir el gibi titredi.
Adını dilime alırken bile
Boğazımda düğümlenen bir isyan var.
Ne mezar taşına sarılabiliyorum,
Ne de yaşayan bir yüreğe…
Yaşarken ölmüş babaların evlatları için
Dünya, iki kere yetim bırakıyor bizi.
Gözlerim hayattayken ölmüş bir yüz arar,
Yanımda olması gerekirken yokluğun büyür içimde.
Sesini duymak istesem, yabancı bir yankı gelir,
Adını söylesem, acı bir sessizlik çöker.
Damarlarımda senin kanın akar,
Ama ruhumda izine rastlayamam.
Bir baba vardır herkese kol kanat,
Bana düşense taş gibi bir suskunluk.
En zor öksüzlük toprağın altında değil,
Yanında olup da yanında sayılmamaktır.
Kokusunu bilip sarılamamak,
Adını bilip sahip olamamaktır.
Ben babamın öksüz kalan küçük kızıyım,
Ama mezar değil ayıran bizi,
Senin varlığındaki yokluğun…
Baba, yaşarken öldün benim için,
Ve ben hâlâ diri diri gömdüğün evladınım.
5.0
100% (1)