0
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
211
Okunma

Bir zaman vardı, baharın nefesiyle yeşeren,
Göğe uzanan dallar gibi umut dolu…
Şimdi ise rüzgâr, yorgun bir fısıltıyla
Saçlarımı okşarken anlıyorum;
Mevsimler de insan gibi ihtiyarlıyor.
Güneş eskisi kadar sıcak vurmaz artık pencereme,
Geceler daha uzun, sessizlik daha derin…
Kalbim, eski bir saatin tik taklarında,
Her darbede biraz daha yavaşlar gibi…
Sararan yapraklar, dallarından koparken
Sessizce teslim olur toprağa.
Ben de, zamana yenilmiş bir ömrün
Kendi toprağına dönmesini anlarım onlarda.
Bir gençlik vardı, coşkun ırmak gibi çağlayan;
Şimdi o ırmak, incecik bir dere,
Kimi yerlerde kuruyan…
Ama suyun da, yaprağın da, insanın da
Son yolculuğu aynı yere çıkar...
Artık biliyorum;
Her gidiş bir eksiliş değil,
Bir tamamlanıştır.
Yaprak, toprağa düşer ki
Baharda yeniden yeşerebilsin.
Ben de düşersem bir gün,
Rüzgârın hafifçe savurduğu sarı bir yaprak gibi
Biliyorum ki
Ömrüm, toprağın kalbine saklanacak,
Ve belki başka bir mevsimde
Yeniden filizlenecek…
Erol Kekeç/10.03.2023/Sancaktepe