0
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
166
Okunma

Karanlık toprağın içinde kıvrılan köklerim
—bir çığlık—
yılların tortusunda unuttum sesimi.
Yapraklarım düşerken,
gökyüzüne çizilmiş bir vedâ harfi gibi,
kimse duymadı.
Gövdemde çatlaklar,
rüzgârın getirdiği isimler:
bir kuşun kanadında kırık bir şarkı,
gecenin koynunda eriyen yıldızlar.
Biliyor musun?
Her kabuğum döküldüğünde
yerine yalnızlık büyür.
Fırtınalar eğilip geçti üstümden,
yağmurlar sildi gövdemi
—bir mezar taşı gibi—
ama hâlâ duruyorum:
zamanın kırık bir dalıyım.
Biliyor musun?
Toprak, ölüleri değil
suskunluğu besler.
Şimdi gölgem yeryüzüne düşüyor,
kayıp bir nehir gibi
ve ben
köklerimle tutunuyorum
söyleyemediğim her şeye.
5.0
100% (4)