1
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
144
Okunma

Sabahın o billur sessizliği...
Güneş, camlardan süzülürken usulca,
Yataklar bomboş,
Kucaklar...
Hangi kapı çalınacak şimdi?
Hangi "Bayramın kutlu olsun!"
Titreyen bir yaşlı dudakta?
Kokular gelir uzaktan:
Pişmiş et , gülsuyu,
Ama bir eksik,
Daha derinde bir yerde:
O telaş, o koşturmacanın sıcak nefesi,
Ayakkabıların merdivenleri yutuşu.
Cami avlusu ıssız,
Şeker torbaları sarkık,
Çocuk cıvıltıları
Sadece rüzgârda asılı kalmış bir iple oynuyor.
Kim bekler şimdi o kapıda?
"Allah kabul etsin!" diyen hangi ak saçlı ninenin
Ellerini öpecek küçük parmaklar?
Bayram namazı kılındı,
Dualar yükseldi göğe,
Ama yüreklerde bir ağırlık:
Gidenlerin boşluğu,
Uzaklarda olanların sessizliği...
Telefon ekranları parlar,
Parlak mesajlar uçar,
Ama o sıcak sarılma nerede?
Alnımıza değen o ılık öpücük?
Bayramlar içimde sönüyor yavaş yavaş,
Bir mum gibi,
Terk edilmiş bir mescit penceresinde.
Yalnızca hatıralar kaldı geriye:
Dağıtılmamış harçlıklar,
Öpülmemiş eller,
Ve içimde derin bir yara gibi;
Özlenen Bayramlar...
5.0
100% (4)