Köy
kadını
Anam;
-boyuyüklü -
tüm köyün
kadınları gibi,
sırtında bebeği,
ellerinde helke ,
kova ya da testi
koltuk altında çamaşır,
bebek bezi
Yukarı Çeşmeden eve su taşır.
çapa,
ekin,
harman,
hasır
dur durak nedir bilmezdi
bulgur kaynat,
tohum ayıkla,
keçi-koyunu sağ,
süt-yoğurt-peynir
ekmek yap,
aş pişir
dinlenmek aklına gelmezdi
halı doku
temizle evi
hayvanları sula
batmaları yeygile
ahırı, ağılı
hayadı süpür
bebeğini bile emziremezdi
ocağa çalı at,
sobayı çokar
çocukları doyur,
su getir, sofrayı kur
oturup doyana dek yiyemezdi.
her sabah un çorbası,
her öğle,
her akşam, bulgur aşı
arada bir,
erik, kayısı, armut
ve kara üzüm hoşafı
süt olurdu bir de,
baharda yazda,
biraz deri peyniri
azıcık koyardık
yufka arasına
o
zamanlar bilmezdik daha
çayı, balı, zeytini.
ayranda kırıntı
ekmek,
severdim doğramacı
yufka kırıntısına
yağda yumurta
ommaç kır azığımızdı
boğazımızı aldı mı
mataradaki su imdada yetişirdi
kuzu-oğlak otlatması,
Çataltepe’ye nadas,
ova’ya harman
yaz tatillerinde bile köyü,
unuturduk çok
zaman,
oynayacak akran bulmak hayaldi
boyu yüklü: hamile
helke: (herke) bakraç, kova, stil
yeygi: arpa, saman gibi kışlık hayvan yemi
hayat: avlu
doğramaç: ayran içine gevretilmiş/kuru yufka
ekmek doğranarak hazırlanır.
Ommaç / oğmaç /ovmaç: kırıntı yufka
ekmek, yağlı dolaz(pişirilmiş yoğurt)da kızartılarak içine yumurta kırılarak yapılır. Yağlı ufak
köyün ovası: Eğridir Gölü kıyısında (Gaziri Ovası ya da) Hoyran Ovasındaki tarlalardaki ekinler göl kıyısındaki merada harman edilirdi.
Sevgili Hatice Katrana teşekkür ederim emeklerinden dolayı yorumu ve sesi için saygılar