7
Yorum
25
Beğeni
5,0
Puan
137
Okunma
Bir zamanlar, uzak bir dağ köyünde, bir adam yaşardı. Her gün, her sabah güneş doğmadan önce, yolculuğa çıkardı. Hedefi belli değildi; sadece yürür, adımlarını zamanın derinliklerine bırakır, geçmişin ve geleceğin sınırlarında kaybolurdu.
Bir sabah, derin bir içsel huzursuzlukla yola çıktı. Yol, ona hiç tanımadığı, sessiz bir dağ geçidini gösterdi. Geçidi aşarken, zamanın yavaşladığını hissetti. Sanki her adım bir yüzyıl alıyordu, sanki her nefes bir ebediyetin derinliklerinden geliyordu. Gözleri, ileride bir yolun daha belirdiğini fark etti: Ne var ne yok, sadece boşluk.
Yolun sonunda, bir ağaç vardı. Gövdesi eski, kökleri derin. Ağacın altında bir taş oturuyordu, üzerine binlerce yılın hikayesi yazılmış gibi. Adam, taşın yanına oturdu ve gözlerini kapadı. Zamanın akışı, yok olmuştu. Ne geçmiş vardı ne de gelecek; sadece bu an, bu yolculuk vardı.
Bir anda fark etti: Yürüdüğü yol, aslında hiç var olmayan bir yoldu. Zaman, her adımda bir yankıydı, her adımda bir kayıptı. Ama bu kayıp, gerçekte bir buluştu. Yolculuk, kaybolmaktan değil, kendini bulmaktan ibaretti. Ve son adımını atarken, sadece bir şeyi düşündü: "Her şey, bir arayışın ötesindedir; her yolculuk, içimdeki sessizliğe yol açar."
O günden sonra, adam her sabah yola çıkmaya devam etti ama bir farkla: Artık nereye gittiğini değil, kim olduğunu arıyordu. Ve her adımında, zamanın daraldığını ve sonsuzluğun büyüdüğünü hissediyordu. Çünkü gerçek yolculuk, yalnızca içindeki huzuru bulmakla başlardı.
Yol, sonsuzlukla daralır içimizde,
Zaman ise her adımda yavaşlar,
Bazen ne kadar ilerlediğini bilmeden,
Yolun sonunda başka bir yol çıkar karşına.
Zaman, onun kıyısında bir gölge olur,
Adımlarının sesi, yankı olur boşlukta,
Ne yol uzar, ne zaman daralır,
Her şey, kalbinin derinliğinden akar.
Her adımında bir düş uyanır içimizde,
Zamanın sırrı, bir hüzün gibi süzülür gözlerden,
Yavaşça geçer günler, fark etmeden,
Ve her adım, bir kayıp, bir buluş olur sonsuzlukta.
Sonunda, belki de aradığın sen varsındır,
Her an, bir yansıma, bir öykü,
Zamanın o derin gölgesinde kaybolurken,
Adımların, seni hep kendine getirir, sonunda.
Seninle olur her an, her solukta,
Bir başka dünyaya açılan kapı gibi,
Zaman, aslında hiç geçmez, sadece dönüşür,
Her anın içinde bir başlangıç, bir son olur.
Ve belki de asıl yol, kaybolduğunda başlar,
Zihnin ötesinde, kalbinin yankısında,
Her adım bir keşif, her düşünce bir ışık,
Zaman, seninle şekil alır, adım adım.
Sonunda, ne kadar uzak olsa da,
Sonsuzluk, bir anlık bir farkındalık gibidir,
Zamanı ve yolu, yalnızca içindeki huzurla ölçersin,
Ve her şey, bir arayışın ötesinde, seni bulur.
Ve sonunda, yol kaybolur gözlerinde,
Zaman, artık bir iz, bir hatıra olur,
Her adım, bir sonsuzluğa dönüşür içindeki sessizlikte,
Ve sen, yolculuğunun tam ortasında, kendini bulursun.
Yolun bittiği yerde, aslında her şey başlar,
Zaman ve sonsuzluk, iç içe geçer bir rüya gibi,
Ve sen, adımlarınla şekillenen bir hikaye,
Her başlangıcın ve bitişin ta kendisi olursun.
5.0
100% (15)