1
Yorum
7
Beğeni
0,0
Puan
156
Okunma
Biz mazlumlar…
Koşan bir Hızır gibi,
Zulmün surlarını aşan,
Adaletin mührüyle mühürlenen,
Hakkın şahidi, Rahman’ın kullarıyız...
Güneş gibi her gün yeniden doğarız,
Küllerimizden değil, imanımızdan.
Her şafakta diriliriz,
Her seherde yenileniriz,
Çünkü biz, hesaba hazırlıklı yaşamaya yeminliyiz...
Rüzgârın kayadan bir şey koparamayacağı gibi,
Acılar bizi ancak okşar geçer.
Ne bir ağıt yakarız, ne de geri çekiliriz,
Çünkü biz, zulmün karşısında eğilmeyen başlarız...
Tahtlar devrilir,
Taçlar düşer,
Zorbaların sarayları çöker,
Ama biz, göğsümüzde taşıdığımız hakikati kaybetmeyiz.
İnancımız, zulmün celladı;
Sabırla bilenmiş bir kılıçtır...
Kim demiş ki sessiziz?
Kim demiş ki unutulmuşuz?
Biz, suskun değiliz,
Biz, sükûnetiyle gürleyen nehirleriz!
Biz, diller susarken bile hakikati haykıran yürekleriz!
Ey zalimler!
Titreyin!
Çünkü biz, Allah’ın adaletini en büyük ibadet bilenleriz.
Gecemiz secde, gündüzümüz mücadele,
Gözyaşımız dua, öfkemiz hesap gününün habercisi...
Yeryüzünü kana bulayanlara,
Mazlumun ekmeğini çalanlara,
Yetimin hakkını gasp edenlere,
Vicdanını kör kuyulara atanlara,
Ey adaletin düşmanları!
Bilmez misiniz ki, zulmün süresi fanidir?
Yeryüzü bizimdir, gökyüzü bizim,
Gecesi sabaha dönecek olan bu kader bizim.
Kervan yürür, adalet büyür,
Ve biz, zalimin saltanatını başına yıkan kasırgalarız...
Toprak kurur, yağmur yağar,
Zaman geçer, devran döner,
Ve biz, her çağda dirilen,
Her asırda yeniden yazılan,
Her devrimde önder olan iman erleriyiz...
Ölüm bize vuslat,
Şehadet bize düğün,
Adalet bize bayrak,
Ve biz…
Mazlumun umudu, zalimin korkusuyuz!
Erol Kekeç/26.02.2025/Ümraniye/İST