Okuduğunuz
şiir
17.1.2025 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
sabah buluşması.
her sabah annem gibi uyanıyorum bir gün uyanmasam yok sayıyorum kendimi gözlerim şükrediyor dünyanın en duran yerinde mutfakta tek başıma kaldığımı fark ediyorum çaydanlığın sesinde buluşuyoruz annemle bir bardak daha unutur musun diyor. tatlı canıyla başımı sallıyorum
her sabah annem gibi gülümsüyorum babamın heybetli bakışı kuruluyor masaya masanın etrafında aynı huzurdan taze taze bir yudum daha alıyorum çocuk olmak istiyor parmaklarımın arkasındaki huzur geçerli sebeplerim anne oluyor bir kez daha hiçbir şeyin önemli olmadığını anlıyorum söğüdün sesinde ağaç ve onun gölgesi bir bulut gelse bi rüzgar çıksa aynı duruyor o düşüncenin bahçesi
her sabah annem gibi konuşuyorum kendi kendime yatağımın kenarından usul usul büyüyor bedenimin sardunyası bu böyle olmayacak diyorum bu ne Firdevs-i dil bu ne Münevver uyanış
her sabah onun gibi seviniyorum her sabah biraz daha öteyim dünya kadarım kadarım dünya o son annede buluyorum kendimi
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri okumadım ; ama şöyle bir yorum yapıştırayım:
Bu şiir, bireyin kendi içsel dünyasıyla olan bağlantısını, doğanın ve sessizliğin rehberliğinde keşfetmesini konu alıyor. Anlatıcı, her sabah başlayan ritüellerle kendi varoluşunu, huzuru ve zamansız bir kimliği arayışını anlatıyor. Günlük yaşamın sıradan anlarında bile, daha derin bir anlam ve içsel bir farkındalık bulma çabası ön planda.
1. Kendini Keşif ve İçsel Yolculuk:
Şiir, bireyin kendi benliğiyle olan bağını, her sabah tekrarlanan ritüeller aracılığıyla ortaya koyuyor. Uyanış, gülümseyiş ve düşünceler, anlatıcının iç dünyasında kendine dönük bir yolculuğun başlangıcını simgeliyor. “Kendi kendime” ifadesi, bu yolculuğun bireysel ve yalnız ama bir o kadar da derin ve anlamlı olduğunu vurguluyor.
2. Doğa ve Huzur:
Şiir boyunca doğa imgeleri sıkça kullanılıyor. “Söğüdün sesi” ve “ağaç ve onun gölgesi” gibi imgeler, doğanın dinginliği ve sürekliliği ile bireyin içsel huzuru arasındaki bağlantıyı kuruyor. Doğa, anlatıcının kendi iç dünyasında bir sığınak ve rehber olarak sunuluyor. Bu imgeler, bireyin kendisiyle ve evrenle uyum içinde olma arzusunu simgeliyor.
3. Zaman ve Döngüsellik:
Şiirde zamanın döngüselliği önemli bir tema olarak öne çıkıyor. “Her sabah” ifadesiyle başlayan dizeler, günlerin tekrar eden yapısını vurguluyor ve bireyin her yeni günde kendini yeniden keşfetme fırsatını ifade ediyor. Zamanın bu döngüsel doğası, aynı zamanda bireyin varoluşunu sürekli bir devinim içinde yeniden inşa etme sürecini simgeliyor.
4. Varoluşsal Derinlik:
Şiirin sonunda yer alan “insandan önceydim” ifadesi, bireyin zaman ve mekânın ötesinde bir varoluşa sahip olduğunu ima ediyor. Bu, bireyin sadece bir anın değil, daha geniş bir evrensel bağlamın parçası olduğunu düşündürüyor. Birey, varoluşunun derinliklerini keşfederek, kendini daha büyük bir bütünün parçası olarak görüyor.
5. İçsel Monolog ve Sade Anlatım:
Şiir, anlatıcının içsel monologu şeklinde ilerliyor. Bu sade ve doğrudan anlatım, metni samimi ve içten kılıyor. Anlatıcı, kendi içsel düşüncelerini ve duygularını sade bir dil kullanarak ifade ederken, okuyucuyu da bu içsel yolculuğa davet ediyor. Bu anlatım tarzı, bireyin kendi dünyasını keşfetmesinde bir rehber niteliği taşıyor.
6. Duyusal Anlatım ve İmgeler:
Şiir, duyusal detaylarla zenginleştirilmiş. “Çaydanlığın sesi”, “rüzgarın düşünceyi sarsması” gibi ifadeler, okuyucunun metinle duygusal bir bağ kurmasını sağlıyor. Bu imgeler, bireyin iç dünyasında yaşadığı duygusal dalgalanmaları ve huzuru daha somut bir şekilde ifade ediyor.
Bu şiir, bireyin kendi varoluşunu ve huzurunu arayışını, doğanın ve sessizliğin rehberliğinde anlatıyor. Zamanın döngüselliği, varoluşsal sorgulamalar ve sade bir dil kullanımı, okuyucuyu hem duygusal hem de düşünsel bir yolculuğa çıkarıyor.
reyhan melekli bakadur tarafından 18.1.2025 21:24:23 zamanında düzenlenmiştir.
canım nepalim; şiirle, şarkının uyumu harika, animasyon videoyu da çok anlamlı buldum. kaç gündür içimde acımsı melun bir his, konuşsam kifayetsiz kalacak, sussam gönlüm razı değil. çok şiirsin ama...
Şiir, annelik, geçmiş zamanın geçişi ve kimlik üzerine derin çağrışımlar uyandırıyor. Bir kadının her sabah annesine benzemesiyle başlayan bir dönüşüm süreci ve zamanla benzerliklerin fark edilmesiyle birlikte kişinin kendini annesinin bir yansıması olarak görmeye başlamasını anlatıyor.
Annenin hem fiziksel hem de duygusal bir miras olarak kendisine yansıdığı düşüncesi, şiirin başlangıcında belirgin bir şekilde vurgulanıyor. "Bir gün uyanmasam yok sayıyorum kendimi" dizesi, bu kimliksel benzerliğin bir şekilde kişinin varoluşunu belirleyici olduğunu, annesinin varlığının onun kimliğini nasılda şekillendirdiğini ima ediyor aslında.
Baba figürünün varlığı ve masada oluşturduğu "huzur" ise şiirin temelinde yer alan ailenin sakin, birleştirici etkisini pekiştiriyor. Bununla birlikte çocukluk ve masumiyet duygusu, "çocuk olmak istiyor parmaklarımın arkasındaki huzur" gibi ifadelerle tekrar kendini gösteriyor.
Şiir, bir yandan insanın yetişkinliğe geçişiyle birlikte kaybolan o çocukluk huzurunun arayışını da dile getiriyor.
Nepal şair, sabahları annesine benzer şekilde uyanma deneyimini kendisini bir tür varlık olarak hissetme ve kimlik kazanma biçimi olarak görmektedir. Bu anlamda, sabah uyanmak, sadece fiziksel bir eylem değil aynı zamanda varoluşun bir teyidi olarak karşımıza çıkıyor.
Eğer bir sabah uyanmazsa annesi gibi, varlığının bir anlamı olmayacakmış gibi hissediyor.
Annenin varlığı, Nepal şairin kimliğinin şekillenmesinde temel bir referans noktasıdır. Şair, sabahları annesine benzer bir şekilde uyanarak kendi kimliğini doğruluyor ve anneye duyduğu sevgi ve bağla, varlık bilincini güçlendiriyor.
Nepal Şair, "her sabah annem gibi uyanıyorum" gibi dizelerle, kendisini annesiyle özdeşleştiriyor. yani anne varlığının ve şefkatinin Nepal şairin benliğini inşa etme sürecindeki önemi çok büyüktür.
Özetle Nepal şairin şiirlerindeki sadelik, orijinallik ve hayata karşı derin bir bakış açısı belirgin bir şekilde ön plana çıkıyor. Bu unsurlar, onun şiirlerinin hem anlam derinliğini hem de dilindeki doğal akışını oluşturuyor.
Şiirlerinin hem basit hem de orjinal bir dil kullanımı ile yazılmış olması, okuyucunun metne daha kolay bir şekilde yaklaşmasını sağlıyor.
Nepal şair, geleneksel şiir kalıplarından bağımsız olarak dilin doğal akışını bozmadan, kendi sesini açığa çıkarıyor. Kendisini belirli bir akıma veya şiir geleneğine ait hissettirmektense, bireysel bir ifade biçimi geliştiyor.
Şiirlerinde, özellikle birer metafor olarak kullanılan günlük yaşam ögeleri (mutfak, çaydanlık, ağaç, kuşlar vb.) bu özgünlüğü daha da pekiştiriyor. Bu nesneler sıradanlıktan çıkarak şiirin anlam dünyasında farklı bir işlev üstleniyor. Şairin orijinal bakış açısı, hayatın her alanına dair derin, bazen soyut, bazen çok somut yorumlar üretmesine olanak tanıyor.
Her haliyle çok iyi bir şiirdi. okurlarıyla sabah buluşması gün seçkisiyle buluşmuş, bu da onun için ayrı bir kıvanç kaynağı.
Biz de bu sevincini paylaşıyor , tebrik ediyoruz, en içten dileklerle.
İnsanın gittikçe annesine daha çok benzediği ve bazı şeyleri tıpkı onun gibi yaptığı bir gerçek Dün şiiri okurken gözlerim doldu. Özellikle kendi kendine konuşma cümlesinde
Yorum yazmak istedim, yazamadım bir türlü Şiir öyle güzeldi ki Ama bir yumru vardır ya gelip oturur hani insanın boğazına defalarca yutkunur insan ama nafiledir...
Bu sayfanın melodisini seviyorum demiştim sanırım bir defasında ya da buna benzer bir cümle kullanmıştım. Tam hatırlayamıyorum.
Gerçekten özel bir kalemsin sevgili Nepal. Tebrik ediyorum.
Bilirim ki, böylesi huzur ve güven verici sabahların nöbetindedir anne. Hissettikçe onu, biraz daha uzar sabahlar; koyulaşır sohbetler. Kurabiyeler de daha gevrek ve lezzetli olur... :)
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.