muhacir. kilitkapılar ve duvarlar ağır kokan bu caddenin en duyarsız şahidi dirseklerim. o caddenin insanı özellikle kapatıyorum camları salonda açmayan bir çiçek çarpıyor soğuk başlıyor işte bir şiir başlıyor elim ayağım yatağımın bozulmuş tarafı anlatıyor her şeyi gözyaşlarım delik deşik karanlık yırtılıyor. hey yanağım. serin taciz ediliyor ellerim ayaklarım bacaklarımın arasında bir gözyaşı ve onun lekesi bu sabah ağır. çok ağır kalbimin içinde kötürümün iyisi ruhlar bir lotus ağlıyor bir lotus daha bir an. gurursuz şarkılar söylüyorum şarkılar çırılçıplak. dilimin üzerinde yaralar açıyor soyunarak bir çığlık bir çığlık ki örgütlenemiyorum. budala bir dudağın çıkardığı o ıslak bağırış oluyorum gözyaşlarım ete bürünüyor ritimsiz bir sessizlik de alaşağı ediyorum geceyi uçurumun kemikleri sızlıyor düşmek. niçin bu kadar kolay etimin renginde. şafağın ağır yüzü uyanmak zorunda. kimliğim boynumda. yüzleşmenin kirli izi son defa ağlamıyorum bağdaş kuruyor saçlarımı düzeltiyorum Allah’ın kabul görmediği ağır bir tabloyum renklerimin görüntüsü bozuk taşınmış bir orman resmiyim indirilmek için resmedilmişim. özümde şeytanın soluğu duvarları baltalamak şart düşmeyi bilmiyorum düşünce kalkmayı yaradanı düşünüyorum beni yaradanı duvarlar gülümsüyor duvarlar. büyük gülümsüyor karşılık veremiyorum duyulmuyor sesim boğazlarımda karanlık ortancalar kanatsız akşamsefaları ağlamaklı oluyorum böyle ölmeyi ben istemedim ben istemedim böyle öldürmeyi ağaçları duyuyorum ağaçların kuşları ıslak nereye uçacağını bilmiyor. ruhları hep aynı şarkıyı söylüyor hep aynı şarkıda uçamıyor. kuşlar yaprakların. ağaçları bunamış o yaprakların ağacı oluyorum unutmak istiyor. çağı yorgun. çok yorgun ağaçları duymazdan geliyorum ağaçların gömüleceğı bir mezar oluyorum kendimi bırakıyorum kendimi ve peşimi kabrimin üzerinde bir salıncak neden bilmiyorum. ayak bileklerim ağlıyor karanlığın yırtılması diye bir şey var kan süzülüyor kan nereye akacağını çok iyi biliyor zaman zamanını kaybetmiş zaman. zamanını ellerim. bir çiçeğin cesedi oluyor o küçücük. uzun ellerim yine son kez ağlamıyorum ayağa kalkıyor omuzlarımı düzeltiyorum aşk. diyorum bir ah bir teşekkür hiç gitmiyor aklımdan hayat olsa gerek biraz toprak rengiyim biraz mavi muhacir oluyorum bulut oluyorum kuş oluyorum beynimde oluşan hasar. dehşet sevici sarılamıyorum kendime öğütülmüş bir yüzün içine karıştırıyorum yüzümü aşırı kaybediyorum her şeyi ve seni daralıyor kapılar ve duvarlar kilit üstüne kilit caddeler insan sahi ben kimim kim oluyorum ... |
Sağlıcakla kalın