Zalim sevda
Bazen her şeyinle değil
Hiç bir şeyinle yaşarsın!.. Şimdi bölük pörçük cümlelerimle Yazgıma şahitlik eden kalemimi Şaha kaldıracağım. Zira sen sana adanmışlığımı yok sayan Gölgesi gerçeğinden zalim bir sevdasın! Bir yetim çocuk kadar Boynu bükük şarkılarımın Ve her mısrası yarım şiirlerimin Vicdanımı katlediyorum her hece de Çaresizlik içinde büyürken ruhumun tufanı Hayal ve gerçeğimde, senden sonra, her şeyimi kaybedişimle Canımı tenimden, ruhumu senden davacı kılıyorum. Kalbimi kanatırken Yüzümün karanlığına asılı kelimeler Yıkılırken, adını kazıdığım kalbimin duvarı Yüzleşemediğim yanılgılarımla Bitmek bilmiyor Kendimle saç saça Baş başa kavgalarım Andıkça yakan Yaktıkça, yakarışlarla isyan bir gün daha Bir zamanlar güneşe sarılmaktı sevmek Karanlık pencereli yüzümü aydınlatıp Üşüyen hüzünlerimi ısıtmıyor artık Sendeki karşıt görüşlü mel’un bir sevda ateşi Her şey mübahtı bu savaşta Lakin ben hep sevda mağlubu Yüksünmedim sırtımda ihanetini taşımaktan Usanmadım adını dilime ikrar tespihi etmekten Kaç defa boynumu büküp Kaç defa dizlerimin üzerinde aşkın darına durup Sema’ya el açıp seni dilemekten bıkmadım, biliyor musun? Ama sen bilmesen de biliyorum Kırdığın yerden kırk kez kırıldığını Ve senin öykülerinin Benim öykülerimden Daha yalnız olduğunu Ve alnımın akıyla haykırıyorum Senden sorulacak bizim ezamız da cezamız da!.. Hüzünlükent |
Hüzün ağacını silkelemişsiniz
Var olsun kaleminiz hocam saygılar selamlar