Sahile vurmayan cesetler biriktireceğim saçlarımdaİçimdeki mavilere Kan ter içinde koşan atlardan Bir yol açacağım. Çarpa çarpa bahsedeceğim duvarlara, Adını Aptallığın. Düşürdüğüm çiçekleri bulamayacak, Ağızlarında kandil söndürenler. Sevgi cemresi düşmedi henüz, Türkçe kelimelerle yazılamamış öykülere, Balık avında ceylanlar gün ateşinde Zühre İşte sabaha kadar sorum, zorum bu kendime. Utanıyoruz, Bir taş bile atamadık intifada Bir elimde yetim Babil Yeniden dirilip destanlar yazsaydı Habil Şifalı otlar ararken göğsümde Calud. Silik bir gölgeye hemhal olmaz sapanında Davud. Bir yol açacağım İçimdeki mavilere süngülerden, Sahile vurmayan cesetler biriktireceğim saçlarımda Her vişneçürüğü sabahlara açtığımda gözlerimi Biliyorum duymayacak beni Eminönü Üsküdar vapurunda çığlık atan her martı. Belki öksüz bir eylül ellerimdeki sürgün Belki kifayetsiz dilim anlatmaya, Tırnağımda büyüyen tümörleri. Bu yüzden heybetli duruyorum önünde putların, Bu yüzden sınanmışız zulmün kışlalarında, Şimdi darağaçlarından bir yol yaptık mahşere, Selam sana Hubeyb, selam sana İskilipli Atıf hoca, Selam sana Şeyh Said, selam sana dokuz gül, Her gün eksilirken içimizden menekşe kokularında memleket, İçimdeki mavilerle vuracağım kırlangıçları, Duyulmuş figanların hepsini taşıyacağım şiir ülkesine, Hıra yalnızlığını büyütüp insanın mihrabına, Derviş aklımı bir misafir bırakıp Ebrehe düşlerine, Yürüyeceğim üstüne kemikten kurulmuş saltanatların |
yüksekten...(en azından ben öyle hissettim, utanarak gezindim mısraların arasında.)
Çok haklı ve güzeldi..Tebrik ederim.