Ucu yanık masalaklımın sokaklarından firar eden çocukluğum küstüm çiçeklerine sarılıp ninniler söylüyor kendi kendine geceden kalma uykusuzluğumla kördüğüm olmuş hayallerimle saklambaç oynuyorum unutulmaya yüz tutmuş şarkıların cızırtısında dans ediyor fırtınaya tutulan yapraklar gölgesini yitiren ağaçlar gözü kör kulağı sağır kanatları kırık kuşlar kalbi kızıl denizlerde buz tutmuş yorgan gibiydi bakışlar baştan ayağa herşey yalan herkes soğuk neden uçmaya meyilli kelimelerin ardına saklandın ki senelerce yağmaladığın her harf d/okunmadan silinip yok olan camda bir buğu şimdi kalbinin ucube sokaklarında kurşundan ağır sözlerin cirit atarken karıncalar gezdi sanki dudaklarımda yazısız yazılar çakıldı ruhuma bütün dünya konuştu ben sustum bir mezar kadar derinleşti yüreğim kulaklarımda ki sözler yabancı her biri yara, her biri küfür boyumu aşmış hadsiz hissiz cümleler gözlerin gözlerimde ateşe verirken ölümü kıyamet koptu içimde bizim hikayemiz en başta hüzün kokan bir masaldı Ve hiç okunmadan yarım bırakılmalıydı. herkes kendi yarasını taşırken, en ağır yük kendinde sanır Oysa bilmez ki toprağın altındaki çürük köklerin halâ hayata tutunmaya çalıştığını nefes alıyorum duyuyor musun Meryem Ayan |
Okudukça şiirin mısralarına çarpıyor ruhumuz
Yinede yeniden her seferinde takatımız
Şükür yinede
Şiirine sarılıyorum
bu gece son olsun diyerek
Seninle kapatıyorum günümü
Çok sevgimle 🌺 Meryem şairem