YALANIN RÜZGARINDA BİR SEVDABilmem ki nasıl bir sevdadır bu, Hep yalanın ince çizgisine yazılan. Tuttuğum el mi olur, göğsüme yaslanan? Kalbime inen bıçak mıdır yoksa, İhanetin acısı, sevdaya bulanmış. Gözlerinde bir masal gördüm, Sandım ki aydınlık olur her sabah, Meğer karanlıkmış her gülüş, Birer sisli yalanla bezenmiş gece gibi. Adını anmak, dilime ağır bir yük şimdi. Bilmem ki nasıl sever insan, Bile bile kapanır mı gözler gerçeklere? Kalp, hep görmek istediğini mi görür, El mi uzanır yeniden ihanete? Yoksa sevmek, insanı böyle kör mü eder? Bir gülüşe sarılıp hayaller kurarken, Düşündüm seninle yarınları, yolları. Meğer ardında taş duvarlar varmış, Bir sır dolu, bir yalan dolu. Sevdan mıydı gerçek, yoksa ihanet mi? Gözlerin bende aydınlık bırakmadı, Oysaki umut ekerdi her bakışın. Ama şimdi ne varsa soldu bende, Gecenin boşluğunda yankılandı sesin, Sevda mıydı bu, yoksa düş mü? Söyle, sevgili, kalbinde hiç mi yer yoktu? Bir parça merhamet, bir an olsun dürüstlük? Bende kalan, suskun ve kırık bir kalp, Senin için boş bir hatıra belki de. Bir yalanla yıktın bu sevdayı işte. Şimdi yola revan olur adımlarım, Bir daha dönmem sana, dönmem o düşe. Ellerin sahte, gülüşün aldatıcı, Artık anladım, sevda değilmiş bu, Yalnızca yalanın rüzgârında bir hüzünmüş. RAMAZAN ACAR |