BURUK DUYGULARGiderek eski pırıltısını kaybederken nehirler Yosun tutmuş kıyılarından kimler ki geçtiler Zamana neşelerin şen sesiyle refakat edişlerdi Ya gelenleri azaldı artık bu koskoca yeşilin Yahut ta unutuldu hepten ayak sesi de kesildi. Bir de gıcırdama sesleriyle kulak tırmalayan Kimi sallanırken uçarcasına havaya salıncakta Beriki kol gücüyle tırmanırdı daima yukarılara Çocuk ruhunun dibine vurulan parklar vardı Orda geçerdi keyfiyetle zaman, ne büyük kârdı. Sanki dört mevsim kışmışçasına kapandık Dizildiler sıraya kaoslar zinciri, biz aşamadık Ne okumanın hazzı duruyor ne hoş muhabbet Bir doyumsuzluk ruhundayız işte budur musibet. Bir küçücük şeyle kocamandı mutluluklar, hazdı Koskoca şeylerin gölgesi altında mı kalındı? Bu nasıl bir iştah ise ver ver yine doymuyor Beden örtülü, akılda ziyan yok, say ki para çok Ne yazık ki ruhlar hep aç, yüzler içten gülmüyor. Var mı ta ötelerden rayihasıyla çekenler sizi Bir kaynadı mı aşureler tadın da tadın lezzeti Ortadan ikiye bölerken domates açardı iştahı Buğusunun büyüsünde ekmekler tarifsiz tattı Çok şey var söylenecek hayatın renklerine Pek nadiri kaldılar geldiler bu günlere Komşuluk bir rutindi, eksik olmazdı misafir Ne yüktüler bütçeye ne de daralırdı yer Neden bomboş evlerde yankılanan sesler yok Anlıyorum ne yazık çoğu paylaşıma tok. Oğuzhan KÜLTE |