4
Yorum
13
Beğeni
0,0
Puan
205
Okunma

fısılda hadi kaç yalan bozar gerçeğimizi
düşüş atalardan kalan ölümcül miras
Veysel haklıydı hep
topraktı koşulsuz sarılan
bir teorilik hücrede akıl almaz kırmızı
kendini siper eden gecenin kaçak ç.ay’ı
varsın olsun her günün fahişesi güneş
kırmızı pabuçları ile üstümde tepinen kış
zincire vurulmuş kükreyişine inat mı
tezat mı bu sinmişlik
kaşlarımdan diğeri ölü hâlâ
sağır aksak rüzgarın tenimdeki cinayeti
kanarken son nefes dişim
avuç içlerimde gömülü hazine
gövdemin nekropol hafızasına yerleşik
mor kefenli bakışlar unutmadım bizi
bu ses
yarım yamalak sevincimin pişman yanı
bu ses
tepetaklak düşüşümün son kurbanı
bu ses
ay’a yakarışımın son el açımı
bu ses
içimdeki altın tozlarını
göğe savuruşumun son faili
kaçışıma açılan son perde
Tanrının kaç uzvu kırılmıştı
dualarında ademin
evren teslim alırken şeytanın marşını
bu kadar kırılganlığı kim taktı bileklerime
karanlık sokağından kaçarken sevmenin
yorgun yüreğine sığmayışımın
parmak izi ele verir seni