Hengame
Ruhum çekiliyor, aptallığın toplumsal hengamesinde,
Herkesin doğrusuna uymama ihaneti çarpıyor yüzüme. Herkesin haini olabilmek, maharet değil mi azizim? Başlı başına aptal olmama çabası, Bizimki ihanet düşer mi payımıza? O pay, sıcak koltuklarında bağıran, Puşt pezevenk alçakların! Bize düşen, üzüntü; Düşünce, soyutlanmış bir beden. Düşüncelerimin labirentinde kaybolmuşum, Sözlerin ağırlığı altında ezilmiş bir ruh. Her bir kelime, bir hançer gibi saplanıyor, Kendime yabancı, yüreğim kanıyor. Kendimi bulma çabası, Ama her seferinde kaybettiğim bir parça daha. Toplumun dayattığı maskelerle, Gerçekten uzak, sahte bir gülümseme. İçimdeki çatışma, bir fırtına gibi, Dışarıda gülümseyen yüzler, Ama içeride bir yangın var; Kendimle savaşırken, Kimse duymuyor çığlıklarımı. Bu karmaşa içinde, Düşüncelerim birer birer uçup gidiyor. Belki de gerçek olan, Kendimle barışmakta gizli. Sırtımdaki yük, asıl hüsranım, Hainlerin oyununa gelmeden, Düşüncelerimde bir ışık arıyorum, Gerçek bir özgürlük, Kendim olmanın peşindeyim. Ama bu yolculuk, Sonsuz bir labirent gibi; Her köşede yeni bir tuzak, Her adımda daha da derinleşen bir yalnızlık. |