Kuş sesleriyle kefenlemezler elbet cesedimi,Beyaz martılara kan sıçradı yüreğimde. Durup dururken, dekolte olsun diye giymedim Asi bir çocuğun davranışlarını üstüme İçimde diplomatik kaygılar taşıyan kelimelerle, Geçemiyorum telaşın gümrük kapılarından. Hangi yana baksam dökülür mavileri pul, pul Garip hayallerin hammaddesinde gökyüzü, Karanlık hangar kapılarını açmış, Vize yok ölü resimleri götürmeme, Her mavi çığlıkta ben varım, Her kırlangıç kanadında ben Adım çarpar duvara, çatlar içimde binlerce at.. Anlaşılan yok bana rahat, Rehabilitasyona da gerek yok Saraylar eskitmedim yüreğimde, Cila vurmayın aynalara, Issızlığı emzirmesin kuramsal aşklar Çekip gitmekte var yağmurlu bir günün içinden Kuş sesleriyle kefenlemezler elbet cesedimi, Acemi kelimelerin döküldüğü bir ırmağa giriyorum, İri bir timsah gözüne kestiriyor beni, Kazma, kürek dişleri arasında salyası akıyor Epeyce kabarmış iştahı, derin dipten Pirenalar geliyor Anatomilerine timsah kemikleri gramerliyorlar… Çiçekler baharda açmış renklerini soruyor, Duvar diplerinde eski anılarını bulamayan fareler, Kobay olmaktan kurtulmanın çaresizliğinde Kemiriyorlar kimsesizliğin boş çuvallarını, İstanbul’da bir adam, kendine İstanbul arıyor, Lütfi Kireçci |
İstanbul şairini bulmuş
tebrikler