bir dizi izsenin çölünde denizi arayan bir kör amayım bir su kıyısında bekleyen bir kuş gibi zaman gölge bekcisi rüzgarının üç günlük kelebek ömrü karanlığı bulan senin ile aydınlığı konuşur burası yıldızların düstüğü kuru bir kum saati ve vakit yavru ağzı tonunda akşam sefası uzun saçlarını ören bir tören günü yabani kazların adını sayıklaması gibi bir rüya üzerinde beyaz bir gün güzelliği yanakların soğukta üşümüş titreyen bir ses gibi güllerin yeni doğmus bir kuzu gibi hasret her bakısının izi ruhumda sayıncak gibi oynuyor günüm saati gibi ben hep kuşların boynunda parlağan günesi içimde hissediyorum bir mızrak atımı hayat ve yolun basında hep sensiz uzak kaldırımlar çicekli elbiseler yakıstırdım aynadaki yok olmayan gölgene öyle sustunki uyudun sandım sevgimi örttüm yüregine beni affet canım... |