onun günündeölümün kıyısında bekleyen birilerine ruhu bile neden demez o içinde binlerce yıllık karanlıkta saklandı onun mabedinde özgürüm dedi gözleri sustu yeni bir zamana ayrıldı ve kendine bile acımadı yırttı zamanı koştu özgür bir yere onun günde fail durgun bir nefestir hisset ve bak yorgun bir fikri anla zor bir güneşi karanlıkta saklamak her yer biraz biraz yaralı ve suskun ben bıraktım düşünmeyi karanlık iri ve dişlerinden kızıl bir akşımı yedi o dipsizliğinin kara bir uğultusu onlar sadece fuli bir görüntüdür sadece gri yağmurlara dönüşür geriye ayrık bir teklik kalır gölgelerin sesi yok düsündüren anlamsızlıkta renksiz geceye inat |