Bölünmüş Bir Rüya
Dünyanın alışılmış yalnızlığında
Ellerime düşen, Bir yemin mi yoksa yorgun bir dua mıydı? Bilmiyorum. Zamanın sırtında kırılmış bir yay, Toprağın çatlaklarına saklanmış İlk nefesin hikâyesini anlatıyor. Her söz, yedi dağın ardına ulaşır mı? Yoksa karanlığın içinde Eriyip gider mi? Kaç mevsim ölebilir aynı bedende? İçimde kör bir ayna, Suretimi alıp kayboluyor. Her çatlak bir sır, Kendi külünden doğmuş bir yangın. Gece, kanatlarını düşürdü üzerime. Bir çarşaf misali serildi Kırılmış umutlarımın üzerine. Ey! Adını unuttuğum gölgeler, Hangi uçurumda yankılandı sesim? Hangi boşluğa düştü kalbim? Bu bir döngü mü, Yoksa bozuk bir plağın takıldığı yer mi? Sonunda… Bir kapının eşiğinde duruyorum, Elinde bir anahtar tutan, O eski rüyaya benzeyen figürsün. Kalbimi teslim ediyorum, Bölünmüş bir rüyanın ortasında Kendimi tamamlıyorum. Ve sükût, Tüm yaraları saran, O ilahi sır oluyor. |
ve hazla okuduğum bir mensur şiir.
tebrikler ve de saygılar sunuyorum...