İDA'NIN ONURUNA /27)Şiirin hikayesini görmek için tıklayın „Harp okullarını bitiren teğmenler, yemin töreninde “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sözleri ile haykırdılar. Mustafa Kemal de Harbiyelidir ve geleneksel olarak her törende anılır. Yemin töreni gelenekseldir. Kılıç çatan genç teğmenler Mustafa Kemal’in eylemleri ve söylemleri doğrultusunda hareket edeceklerine yemin etmişlerdir.
… Bir hukuk devletinde (eğer varsa) disiplin suçu veya genel suç işlendiğinde hukuk düzeninin gereği ilgili kurumlar harekete geçer, idari ve adli prosedür içinde savunmalar alınır, suçlular cezalandırılır. Olayda Milli Savunma Bakanlığı konuyla ilgili herhangi bir soruşturma açılmadığını açıkladıktan on gün sonra cumhurbaşkanı, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” cümlesini haykıranların cezalandırılacaklarını söyledi. Cumhurbaşkanının bu sözleri Milli Savunma Bakanlığı’na ve yargı kurumlarına “Teğmenleri cezalandırın” talimatı anlamına gelmektedir. İlgili kamu görevlileri ya cezalandıracaklar ya da görev yerlerinden olacaklardır. Böyle bir emir ve telkin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde ifadesini bulan bağımsız ve tarafsız kurum ve mahkemelerde yargılanma hakkını ihlal etmektedir. Anayasanın 138/2 maddesinde ifadesini bulan hiçbir organın mahkemelere talimat veremeyeceği ilkesine aykırıdır.“ (18 kasım Pazartesi günü Cumhuriyet Gazetesi’nde sayın Prof. Dr. Doğan Soyaslan’ın Olaylar ve Görüşler köşesinde yayınladığı TEĞMENLERE CEZA İSTENEMEZ adlı yazısından alıntıdır. Yazının tamamını okumanızı öneririm.)
Kalemim dur!
Bu kadar beni yorma n’olur? Atatürk’e “İnek” demek değil hakaret; Ama onun Teğmenleri, Mezuniyet Töreni’nde; “Mustafa Kemal’in askerleriyiz!” dedi mi, Cumhurbaşkanı’mıza göre HAKARET! Bu nasıl iki yanlı adalet böyle? Her iki kişide aynı törende kendini Başkomutan ilan eden insan! “Kaş yapayım derken” acaba gözmü çıkardık yoksa? Gelelim Kaz Dağlarına; Altınsa-altın, bu doğayı sen mi yarattın ki mahfedeceksin, ki ormanları katledeceksin? Bunun cevabını da anca Homer verecektir sana!(*) (*) Lütfen benim 20.03.2021 tarihinde yazdığım İDA‘NIN ONURUNA(26) şiirimi okuyunuz. Homeros, İLYADA adlı yapıtında “İda” dediği Kaz Dağlarını “Bin pınarlı, yabanıl hayvanların anası” diye anlatıyor. İda, “gölgelik ve serin yer” anlamına geliyor. Kaz Dağları mitolojide tanrıların yeridir. Bizim de söylencelerimiz var: Sarı Kız, Hasan Boğuldu... Doğa bizsiz yaşar, biz doğasız yaşayamayız. Unutmayalım, Hubert Reeves’in deyişiyle; DOĞAYLA SAVAŞIYORUZ, KAZANIRSAK YENİLECEĞİZ! (18.Kasım 2024 Pazartesi günki Cumhuriyet gazetesi’nde Sayın Yazar Recep Nas’ın “DAĞLARI KAZ!“ adlı yazısından alıntıdır. Yazını tümünü okumanızı öneririm. |
İnsan tabiattan uzaklaştıkça kalbi katılaşır, diyor bir Kızılderili atasözü. Ve toplumsal hafızamıdaki "tabiat ana" tabiri, geçmişte doğaya ne kadar değer verdiğimizi ifade eder.
Son olarak satırlarınıza gelince; aslında şiir değil, toplumu ilgilendiren bir meseleye şiirimsi tadında parmak basmak...
Sağlıcakla kalın...