Varlığın Matematiksel Döngüsü
Herkes iç acılarının toplamı ile can kırıklıklarını bir denklemde eşitleme derdine düşüyor.
Kimsenin dış acılarının izdüşümlerinin yarattığı iç bükey sancılardan haberi yok. Kusursuz işleyen evrenin trigonometrisinde varlığının eriştiği kenar uzunluğu ve onların tanrıya olan açısında, ışığın doksan derece açıyla düştüğü avuç içlerinde yaşıyor özlemleri. Herkes kendi iç çelişkilerinin ağırlığında, Karanlık bir boşlukta yüzdürür korkularını. Hiçbir yıldız göğünde düşleri kadar parlak değil, Her yarım kalmış hayal, kırık bir ayın gölgesi gibi düşer üstüne. Ve insan, evrenin kusursuz simetrisinde bir nokta; Varlığının çeperlerinde kaybolur bazen, Bir açıdan diğerine geçerken, yitip gider ufukta Özlemi o çizginin sonsuzluğunda yankılanır, sessiz. Bir bileşen olur tanrının geometrisinde, Fakat eksik bir taraf hep vardır, adı bilinmez. Sonsuz doğru parçalarında dolaşır özlemleri, Ruhun sınırları; ne bir açıya sığar ne de bir kenara. Trigonometrisi bozuk bir enstrümanın henüz icat edilmemiş notasında anlamını arar insan ve kaybolmuşluğunu da kendisizliğini de çıkartamaz, üç bilinmeyenli denklemlerden İnsanın arayışı bitmez, trigonometresi bozuk bir enstrüman gibi, Sesi duyulmaz, notalar yarım kalır, sanki icadı gecikmiş bir ezgi. Anlamını yitirmiş her melodi, kayboluşun dilinde yankılanır, Boşlukta asılı kalır tüm umutlar, çözülmeyi bekleyen bir denklem gibi. Kendi çarpıklığında akort edilmeyi bekler insan, Ses veremeyen tellerinde yankılanır boşluğu. Ne kendi melodisini bulur ne de bir uyakla birleşir, Eksik kalır hep, icatsız bir çalgının kırık notasına benzer. Bazen bir köşeyi döner, kendini bulur sandığında, Yeni bir bilinmeyen eklenir, çözümsüz kalır yine. Üç bilinmeyenli denklemlerle sarmalanır zihni, Kaybolmuşluğunu sayılarla çözemez; hep geride bir iz bırakır. O üç bilinmeyende saklıdır öz benliği, Ne kendisizliğinden kurtulur, ne kendine yaklaşabilir. Sonsuz döngüde kaybolur her çaba, her düş, Bir eksik ahenk, yanlış bir köşe; sessizliğin içinde boğulur, soluksuz. |