Özlemin Sırrı
Bazen, insan öyle özlenir ki,
sessiz gecelerde yankılanır ismi, dönmeyen kapılardan girer hüzün, saatler durur, yollar sessiz kalır... Bir bekleyiş başlar, uçurum kenarında rüzgârla konuşur, gidenin adımlarını dinler toprak, her dönüşsüz gidiş gibi ağır... Bilseydi belki özlenen, bir yankı gibi, belki bir an durur, elinden düşen boşluğa bir bakardı, yokluğundan utanır, geri dönerdi ... Ama özlemek, öyle bir sırdır ki, dilin ucunda yanar da anlatılmaz, kalp gizler, gece bilir, sabır büyütür, sesi yankıda kalır, göğe savrulur... Özlenen bilmez, bilse de anlamaz belki, ama özleyenin yüreğinde bir hasret büyür, kök salar sessizce... Ve zaman, o koca ustadır, bir anı bir ömre yontar da, biz bekleriz hâlâ, o kapıda, yokluğuna rağmen, sevgiyi taşırız usulca. Öyle özlenir ki insan, hatta bir gün, yokluğundan utanır zaman... Erol Kekeç/Kasım-2024/Namazgah/İST |