BOŞLUKBir köşede çürüyor kelimeler, Yankının boş uğultusunda. Yavaşça doluyor karanlık, Sessiz sokaklarda kaybolan sesler. Ne kadar gür çıkarsa sesler, O kadar sönükleşiyor anlamlar. Işık yok, yalnızca yankılar, Körlüğün hüküm sürdüğü bu topraklarda. Gözlerini kapayan kazanır, Aklını örtenler alkışlanır. Cehaletin çamurlu tahtı var, Herkes oraya doğru eğilir, Yalanların altın süslemeleriyle bezeli. Kül rengi sokaklar, Griye çalan akşamlar, Kaybolmuş çocuklar gibi çaresiz bakar, Ağır adımlarla yürürken insanlık, Derin bir boşlukta yitirilmiş bir yankı gibi. Ve biz sadece mezar taşı oluruz hatıralara. Korkular hükmeder gözbebeklerine, Kötü sözler ekilir gelecek günlere. Kelime çürür, yankılar boşalır, Karanlıkta kaybolur sesimiz. Bir aydınlık arar dururuz ufukta, Ama orada yalnızca boşluk, Ve geçmişin gölgeleri kalır. Yozlaşmış bir aynada yansır yüzümüz, Görmeyiz, bilmeyiz, sevemeyiz. Ama o karanlık oradadır; Bizi kuşatan her şeyde, Saklanmış gibi her bir zerrede. Nerede kaybettik biz bu insanlığı? Hangi değerde, hangi anda? Belki de hiç bulmadık onu, Belki de biz hiç bulmadık onu, Aramak aklımıza bile gelmedi. Bir köşede çürüyor kelimeler, Yankının boş uğultusunda. |