Yaşamın Sessiz Çığlığı
Bir çocuk var ya, elleri minicik,
Bir köşe başında, gözlerinde koca bir dünya, Titrek sesiyle mendil satıyor; Almak isteyen var mı, diye fısıldıyor sokaklara... Elinde değil ki ağlaması, Burnunu koluna silerken bakıyor, Gözlerinde bekleyen bir bahar var gibi, Ama kış sarmış sanki tüm umutlarını. Bir gök, bir deniz, bir hayat var uzakta, O ise sadece bir kaldırım taşı kadar, Soğuk, yalnız ve gölgesiz, Bu dev şehirde, kim bilir kaç adım sayar? Dünya ne kadar acımasız, diye geçiriyorum içimden, Oysa yaşam, bu minik gözlerde saklı belki, Bir mendilin kenarına ilişmiş, Kırık bir umut gibi, gizlice saklanmış... Kalabalıklar geçer, kimse fark etmez onu, Bir çift göz belki denk gelir, belki gelmez. Ellerinde küçücük mendiller, Ama yüreğinde koca bir fırtına kopar, kim bilir? Ve sorarım kendime, bu hayat mıdır yaşamak? Geceler, bu çocuk için bir battaniye olur mu? Sıcak bir çorba bulur mu dudakları, Yoksa sokak lambasının altındaki gölge mi tek dostu? Bir rüzgar eser, alır götürür umutları, Belki bir gün o da güler, derim içimden, Ama bugün değil; Çünkü soğuk, sokaklar ve sessizlik var yanında... Ve böylece hayat akar, Bir çocuğun burun çekişinde, Bir mendilin kenarında saklı, Yaşamak, ne kadar da acımasız bazen... Bahadır Hataylı/04.11.2024/13.20/Namazgah/İST |
bir önceki şiire de yazsam aynı yorumu içim acıdığından,
affet usta, ülkem de en çok kazılan mezarlar kadın ve çocuğa olunca...
içtenliğe nice saygımla.
eyvallah.