Asi'dir Benim Aşkım
Beyrut sokaklarında bir gölge gibi geziyorum,
Ardımda bıraktığım karanlık, kendini unutturmuyor. Ay doğacak mı bu gece, bilinmez ama, Orada, taş yapıtların ardında sevdamın izleri kaldı. Paramparça olmuş anılarla süslü o sokaklar, Her bir adımda kalbime işler, yankılanır yankılanmaz. Sonra uçup giderim, tarih kokan topraklara, İnsanlığın başşehri, Habibi Necar’ın diyarı, Asi Nehri’nin asi ruhunu taşıdığı yer, Antakya! Altın sarısı künefesiyle sarıp sarmalar beni, Tatlı bir isyanın tadını, çocukluğun masumiyetinde saklar. Antakya’nın neresini anlatayım ki, Hangi köşesine sığar bu sevdanın hikayesi? Aşk ve acı yan yana durmuş, el ele vermiş burada, Her taşında, her sokak lambasında, bir veda saklı, Bir hoşça kal, bir sevda türküsü saklı geceye. Bu şehrin tüm derinlikleri aşkla yoğrulmuş, Bir yanında mutluluğun ateşi yanarken, Diğer yanında gözyaşlarıyla sulanır hayat. Bu yangını anlatmak, yetmez dillerde, Saatler süren muhabbet yetmez, sabahları getirse de, Antakya’nın suskun sırları tükenmez. Oradan ayrılalı ne kadar oldu, bilmem, Vücudum uzaklarda, ama ruhum burada hapis. İlk mısralarımı, mendile sarıp Asiye bıraktığım aşkımı, Hala taşırım kalbimin derinliklerinde. O ilk aşk, Asi Nehri’nin sularında yıkandı, Gök kubbenin altında yıldızlara haykırdı, Bir filiz gibi boy verdi, kök saldı bu topraklarda, Uçup gitsem de diyar diyar, Bu sevdanın tek bir satırını bile bırakmadım geride. Dünyayı önüme serseler, Asiye bıraktığım aşkımı, Bir çocuksu gülümsemenin hatırına, Bir damla gözyaşı uğruna, asla satmam. Hiç eskimeyen, Asi’nin deli sularında akıp duran, O çocuk yüreğimin masumiyetini, Hiç kimseye veremem, saklıdır gönlümde sımsıkı. Benim aşkım, bu şehrin temeline işlendi, Belki de bu yüzden, adı aşk mektebi. Kimsenin bilmediği, anlamadığı, Yüreklerin asiliğiyle yazılmış bir destandır bu. Bu şehrin her taşında benim aşkımın izleri var, Ve her sokak lambasında, bir umut ışığı yanar, Bu asi, bu sıcak, bu asi sevda, Tarih boyunca yüreklerde bir sır gibi kalacak bu anlar... Erol Kekeç/26.10.2024/Namazgah/İST |
kadimliği
her destana binlerce yürek vermişliğinden olunca,
evet usta,
hep asi, hep sıcak, hep sevda...
eyvallah.