K’özölmeyi bayılmak mı zannettin sen ölmek, her şivede ölmektir yaldızlı kelimelerle süslesen de gitmek, her alfabede gitmektir işin kolay yanıdır gitmek o kolay olanı seçer g i d e r… sesinin sularından içirmeden yüzünün çiçeklerini koklatmadan g i d e r bu frengili şehrin kirli sokaklarında deşilmiş yara gibi bırakır seni zehriyle sevişen akrepler gibi acınla sevişmeyi öğretir sana alt tarafı bir aşk deyip unuturum sanma u n u t a m a z s ı n bir selamı kurşuna dizip bir merhabayı ateşe atsan bir aşkın anılarını boğma rakı gibi boğamazsın el bebek büyüttüğün sevdanı hasta köpeğini t/uzak bir orman bırakır gibi bırakamazsın adı üstünde ayrılık bu ölümle aynı kefede durur gökkuşağının bütün renklerini ç/alıp rengarenk boyasan ayrılığı tuvalde katran karası bir iz kalır onu anımsatan şarkıların kalemini kırıp ona yazdığın şiirleri kadehlere gömsen kadehin dibinde ya bir anı, ya bir söz kalır dumanı bitse ateşi sönmez kül içinde nar-ı cehennem k’öz kalır |