Şah ve Köpekler
Elinde ne piyon kaldı ne vezir ne kale,
Savaş meydanında düştü hepsi birer birer, Atlar ilk kayboldu, ardından filler gitti, Ama şah, dimdik, hâlâ direnmekte; Bir umut var içimde, bir ses, bir hırıltı, Taşlar dökülse de oyun bitmez bu tahtada, Ne bir piyon kurtarabilir seni ne vezirin gücü, Ama şah direnir, çünkü bilir, hala zamanı var; Ardına baktığında boş bir meydan, Kale devrilmiş, vezir susturulmuş, Ama bu savaş biter mi? Bitmez kolay kolay, Çünkü şah, yeni taşlar buldu: köpekler; Köpekler, sahipsiz, yırtıcı, uykusuz, Taş gibi sağlam, bekler karanlık köşede, Atların yerine onlar koşacak şimdi, Fillerin boş bıraktığı yerlere, onlar oturacak sessizce; Köpeklerin gözlerinde bir ateş yanar, Ne piyon gibi kurban ne vezir gibi gururlu, Sadece savaş için, sadece hayatta kalmak için, Onlar hazırdır, bekler şahın emrini, Kudretli ellerle, diş gösterirler; Bu oyun bitmez, köpekler sahada, Şahı kuşatan her tehlikeye cevap hazır, Satranç tahtasında artık sessizlik var, Ama köpekler, bekliyor karanlıkta hazır, Son hamleye, son darbeye kucak açmışlar; Düşmedi şah, ne de düşecek, Yıkılan taşlara inat ayakta kalacak, Piyonlar kayboldu, vezir yok artık, Ama şahın yanında köpekler havlayacak; Bu tahtada kurallar değişti, Zaman, köpeklerin zamanı, Her yeni savaşa, her yeni darbeye hazır, Şah hayatta kalmak için, bu kez onlara takılır; Kimi taşlar düşer, kimi devrilir, Ama her oyun bitmez hemen, Şah hâlâ direniyor, biliyor ki, Hayatta kalmanın yeni bir yolu var: köpekler; Bahadır Hataylı/10.08.2024/Namazgah/İST |