Kırılgan Beyaz
Boğaziçi’nden yeni çıkmış
kuşağı düğümlü palton Frenk şarabı rengi duvara asılıydı Tarih sahte bir özneydi Gün ışıyor İstanbul mahmur bir hanımeli edasıyla açtı perdeyi Duvarda solmuş tozlu raf düşleri Çoğu kendini kapağında yitirmiş eski zaman kitapları Kitaplar arasında bir zerdali dalı Zayıf Kırılgan Sen yoktun içinde Ne varsa bildiğim Öyküde Sokakta İstanbul’da zor sevimsiz günce nefesleri Bir kıyısında Çığırtkan Bostancı-Taksim yol haritaları Bir kıyısında Sanki hiç bitmeyecekmiş gibi Uçsuz bucaksız deniz Aç kaldırım sakinleri ve yitik sensiz bir düş Ellerinizde tarihsiz gazete Yazıyor r r r Allı puntolarla Gözlerin Gözlerimin içinde Sabahlara kadar seni düşünmek Yalancı bir tin içinde sadece suskuya karışıyor Hepsi sakin ve duru bir ölümün Azar azar akıp gitmesidir Sana İstanbul’a Ve bu şehirde İkimize Güneşi katletti el bozmadan yapılı bir hançer Yaşar Kemal’in Hain pusuda giden Öğretmen Güneş’i değildi Yüzünü senden almış Sarı sıcak ılıman gülüştü O güneş Öğretti İmanla aşkın tümcesini Titrek diş arası ezim ezim ezilirsin de Yine de bitmez İstanbul’da sevimsiz günce nefesleri Bir de Kırılgan beyaz gönül yarası… |
Abiş huhuuu 🙋🏼♀🙂↔🤍🍃
Many delirtip kendi içinde bırakıp geldim
Hoş geldim dedim kendime 🙂↔🤭