YANMAKTIR ASIL OLAN. KÜLLERİNDEN YENİDEN DOĞMAK!
Yorgunluğumun tarifini yapacak bir cümle bulamadım henüz.
Utançtadır şairine duygular. Ve ne zaman iki satır yazmaya kalksam, Karalar üstünü anılar... Bir akşam vakti, Ansızın tutuklanırken heveslerimiz, Acının doğurduğu kadınlara giydirilirken tüm günahlar. Nereye yüzümüzü dönsek, Sevgisizlikten, kararmaktadır bulutlar. -Ha yağdı, ha yağacaklar..! Senin adını yanlış koymuş insanlık; Sevda-Aşk..! Ve ne zaman içimize düşsen, Akılımız başımızdan firar... -Dokunanı saran, yakan Aşk! Ama bırakıp gidemeyiz yine de kendimizi. Henüz bedeli ödenmiş, Ama yaşanmamış sevinçlerimiz var... Ve ne zaman, adını sorsam kendime, Yaşımdan büyük acılarım fısıldar! -İnsanlar bu yazdıklarımın tümüne şiir diyorlar! Doğmadan anlımıza yazılmış yazılardı asıl ’şiir’ olanlar. Hele bir okuna görsün hayat denilen sayfalar. Kağıt da, kalem de, daima kendini yalanlar... Beyaz günlere giydirilmiş siyah geceler gibi, Yakışmazdı sevdaya: Tarihi tutulmaz, yazılmazdı yapraklara ayrılıklar... Fakat kime sarılsak apansız, Arkası dönük, Gider ayak biraz... -Kimsenin yanına kalmıyormuş Aşk! -Hüznü taşımaktan yoruldu göz bebeklerim. ’Geride kalanların kurşuna dizilirmiş kirpiklerinde damlalar.’ Nereye dökersek dökelim, Kan revan biraz... Ve öyle nasırlar bağlar ki yüreğimiz zamanla, Kendini o en büyük harbe hazırlar. -Aşk ile ’yanmak’ ! Aşk bahanesiymiş insan olmanın. ’Yanmakmış’ gerçeğimiz esas; Ve küllerinden, Tanrıya yeniden doğmak! Özlem SABA www.ozlemsaba.com |