Sensiz
Sonsuz huzura ermiş gönül
Kırık bir şişe güneşi ile ısıtıyor ellerimi Yaprakları dökme mevsiminde Bir kuru yaprak çatırdıyor gidenin ardından Yönünü şaşırmış bir rüzgar alıyor beni Bilinmez Asude baharlara savuruyor Sığınıyorum yaratan gücün Elif haline Aşkın ateşinde yanıp içlerinde cehennem lekesi taşıyan Ruhlar diyarı Kör eden bir haykırışla Yanıyor mahşerin ortasında Alnım açık dolaşıyorum Ama Yürek de Kocaman bir yara Ah! Kaç tane mor abaküs akşamların şafak seyri geçti sayamadım Gün batımı yaklaşınca Kırkbeşlik plakta Her gün aynı şarkı çalıyor; “Sen istedin gül teninde yaralar Bu ayrılık hem seni Hem beni yaralar” Sana bu öyküyü Kar kokan Sismik bir bulutun gölgesinde yazıyorum Çıplak bir kalem gün aşıran takvim yaprağa not düşüyor; Sensiz Renksiz ve solgun bir yanım Üşüyorum… |
Yada bir şey
Bir duygu düşünceden ırak
Bir düşünce duygu nakli yapılmış gibi
Kalakalırsın kadavraları bile kıskanır sın
Niye bitmiyor bu yol dersin
Bu ömür neden bitmiyor
Yıkılsın bu şehir istersinde sokak lambaları altında bekleyen sarı ışıkların günahı ne der
Vaz geçersin.
Ömür insanın kendi kendini imha etmesidir biraz ,
En sevdiğimiz rengi soldurmak
Canımızı yakar aldığımız yaş , arkamızdan ağlar mı gülermi yada bilmem ardımızda ki anılarımız .
Hiç kimse suçlu doğmuyor elbet , niye masum değiliz öyleyse hiç birimiz .
Çok şiirdi güzeldi çok .
saygımla.