0
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
313
Okunma
Islak kitap kokusu sokak
Bir kadın
Çiy damlası serçe gagasında
Ürkek
Bir gölgesi vardı
Yürüyor usul usul
Anahtar sesi la minör
Gitmeden selvi boylum
gidince minare kadardı
Başımı yasladım yastığa
Kuş tüyü gibiydim
Dağılmışız ikimiz
Paramparça
Susuyordu zaman…
Astım yağmuru menekşe vazolarına
Dehşet güzel kelimeler
Kopuyor gün dönümlerinde
Kirlenmiş gömleğim
Sırdaş gazete aynı sayfasında
Şili’li işçiyim
Kent sevdalı
Tırnaklarım bağışlıyor kefensiz ılık canları
Islaktı sokak
Yağmur kurutuyordu hafifliğini
En çok yağmur ağlıyordu
Ve bir başaktan
Nasıl ayrılırsa kardeş taneler
Biçer
Döver
Toz
Saman
Ter
Öyle titriyor yabanıl dokunuşlar
Eskir pervaz
Kin bilenir
Kırılır tuğla
Tütün sarar Ferhat gözlerin
Soğuktur
Baharın peşi sıra hüzün
Kadın mahcup
Kadın camgüzeli
Ay sırtında
Taşıyor
Nergis kokulu sinesi
Firuze yıldızları
Evet yazıcılar
Soba üstünde elma kabuğu kokusuna vurgun
Ben gibi
Hep şafaklarda arıyorum
Demli çay içimi ellerini
Sen gibi...
5.0
100% (5)