Tahtlar ve Günahlar
Sınırsız hırsla taçlananlar,
Altın tahtlarında parıldar, Fakat unutur ki toprak, Sonsuz gücün mezarını kazar... Her madeni çalan eller, Bir gün karanlıkla yıkanır, Kutsal kisvelerle örtülse de, Gerçek daima su yüzüne çıkar. Aziz ilan edilmek kolay, Eğer yeterince yankı bulursan, Çaldığın altınla satın aldığın kilise, Günahını gizler, ama kalbin kanda ıslanır... Paralar yağar göklerden, Ama o yağmur asla ruhu temizlemez, Ne kadar taşla örsen de duvarları, İçinde yankılanan suç seni terk etmez… Gerçek bir aziz değil, Hırsızlar taht kurar gölgede, Ama unutma ki, her alınan nefestir, Bir hesap günü yakında, bekleyen derin gecedir… Çalınan paralar kilise süslesin, Bir taşta bin günah taşısın, Fakat hiçbir katedralin sütunu, Vicdanın fırtınasından kaçamaz… Tahtına otur, zenginliğin içinde boğul, Ama unutma, altında yatan gerçek serttir, Bir gün o kilise çöker, Ve geriye kalan sadece boşluk ve sessizliktir… Koca saraylar yükselir, Fakat adaletin elleri ağırdır, Parayla satın alınmış her azizlik, Bir gün sessiz bir çığlıkta son bulur… Bahadır Hataylı/20.10.2024/14.55/Sancaktepe/İST |