Fısıltı
Sen gidince, bir bulutun arkasına saklanır Ay.
Gül’ün nazına öter de bülbül, papatyaları yolar maşuk. Hiçbir çiçeği toprağından ayırmam ben. Seviyorsun, seviyorum. Düğümlenip düğümlenip çözülen dilimiz. Ruhumuza kör düğüm… Bir adı da aşk pencerelerimizi yıkayan yağmurların. Eylül derim, Ekimin ellerini çırparsın. Göğün rahmetiyle şafağın rahmine düşer, doğarız yıldız yıldız. Gül üşüyünce, bülbülün yuvası tutuşur. Ben titrerim gecenin alevinde. Üç kere çağırırım, yangın çıkar şehrimde. Yüzüm yüzüne üşür, üşüşür üzerime gölgeler. Nazımdan geçilmez, sanırsın Sırat. Sevda, göz göze bakarken yangın, küllerimizin alevinden yeniden tutuşuruz. Sen gelirsin, elin kolun dolu, dilinde can alan şiirler. İçimden geçer maviler, kırmızılar, morlar, yeşiller. Topraktan gelir toprağa döner bütün diller. Şarkılar söyleyip, ninniler fısıldarsın kulağıma. Göğ(s)üne çekilir, ölürüm de uyumam! Sude Nur Haylazca (Vaha Sahra) |
Daha güzel ve kalıcı şiirler dileğimle,
Selamlar sevgiler.