4
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
189
Okunma
Camdan tren yolculuğu
sona ermişti
Kağıt poşetteki kitabı
oturduğu koltuğa bıraktı
Peron çıkışında,derin bir nefes ile yüzünü suya döndü
Sonra minesi kırık beyaz atomik saate baktı
Akrep ve yelkovan iskelede melodiye es verdi
“Şarkılar seni söyler”
Hep birlikte hiç unutulmamış sese eşlik ettiler
Su gerçekliğin deminde sakindi
ve ışığı yüze vuruyordu
Paysızlık içinde dizdik kelimeleri
Kıskanç bir şiir olmuştu
Yağmur karışık İç Deniz
Mum olmuştu zaman
Renk renk çoğaldı zaman
Rüzgar dallarını eğmiş
Yol ağacı kadar serindi gölgesi
Sessiz,vakur,çırılçıplaktı
-Şiir mavi boncuk mudur
diye sormuştu
Audrey gözlü Prens Adası’ndaki kadın
-Şiir;yaşamın son burgusunda topraktan bir resimdir dedi adam
Rüzgar,ağaç,dal,gölge,şiir
Mavi boncuk ile Ada’yı selamladılar
Ah!
Şiir ülkelerinde avare avare gezen adam
Gördün mü en keskin hali ile
kelime kelime nasıl da vurulur kanatları ateşten yürek kuşu
Sinede saklanan mektuplar
Mart ayazına kesmiş
Tabip de ,zaman da haklı çıkmıştı
Kalanını Aristo yemiş
Temcit Pilavı bitmişti
Haykırdı öteden bir meczup
“Her şey herkesti”
“Herkes her şey”
Mevsim sadece gereksiz bir hiçti
Savruldu uzunca bir yol
Düşlerim yarı uyanık
Bir şehrin altı üstüne geliyor
Kayboluyor kızıllığı yüzünün
Sesleniyorum;
-Yıka yüzünü gamzende bir körfez büyüsün
İç Deniz sakindi
Su Anne’m uyuyordu
Şiirden köprüler geçilir
Bir kente gölgesi düşer hayalin
Artık susku zamanı gelmiştir
Hastane bahçesinde selam verdim,yüzü ayva sarısı simitçiye
Susamın tadına eşkiya martı ile baktık
Pencere erimi deniz sadece bize aitti
Su Annemin alnına dokundum
Türkü oldu alaca bulut
Suyun ellerindeyim
Şaşkın bir balık suya karışıyor
Yaşım yorgun bulut
Bak kapkara bir taka geçiyor
Usul usul İç Deniz’den
Vakit kederli gün ertesi
Tutup kara saçlarından
yıldız toplayacağım
-Yüzün yıldızlardan
parlak mı Su Anne?
Ve ben her bahar gelişinde
Fırçanın örgüsü
Tuvalin yüzünde
Renkten renge
Kozadan kelebeğe dönerim
Yağmur ;
her bahar türküsünü unutanların sesidir
Bahar sese karışır
Su Anne’m türkülere…
5.0
100% (3)