Klinik Sarısı
K
isname’si g/izli elleri hep yorgun öylesi destansı bir öykünün kahramanı selamlıyor sinesinde saklı hayat yoldaşlarını ve hançeresi yırtılırcasına bağırıyor ıhlamur yokuşundan gün ’show must go on...’ L öyle kırmızı halı basamaklarda olmasa da yürüyorum bir bir yollar koca yalnızlık uzun ve uzunca bakıyorum baldan eksiksiz milyon kere uzak milyon kere yakın hugh grant kaşların altından eski z/aman’ların gözlerine İ hemşire : bugün nasılsınız ateş kontrol 36.2 nabız 78 oksijen 95 tansiyon 12/7 geçmiş olsun N tramvaya bindim iskeleden altıyol süreyya moda iskele sancak bordo önlüklü garson getirdi sade kahveyi tuhaftı tadında 22 kat eyfel havası vardı garson istilacı fakir bir ülkenin en ucundan gelmişti bordo önlüklüydü yarım bir öyküyü sineyi en temiz hava ile doldurur gibi geçti gitti damağımdan İ bir kenar süsü gibi asılı kaneviçe örtülü radyo istasyonunda sen tütsülü o kadife sesden "uzun ince bir yoldayım" dolarken ruhuma esin tuttu bahar b/eklentilere umarsız K mavi gözlü şair ; yüz yılda bir inerken her çeşme’nin başında hiç bu kadar uzun yürümüşlüğüm yoktu şol bir gayret ile hepsinde ayrı name ve sevdaya dair remiller ardı S sevda kuzusu milyonda yüz durağında mermerden gürcü çeşmesindeyim sarı gelin sağır alfabesi ile cem ediyor kuşlarla yolum uzun! A hemşire: ateş kontrol falan filan nabız falan filan oksijen falan filan tansiyon falan filan R ey gözlerinden öptüğüm bu şehrin nazenin gülüşü sen hiç nakışı al da; gülüşü ciğerde saklı herhangi bir tümenin herhangi bir bölüğünde herhangi bir mehmedin mendiline kahrolası bir anzac mermisinin işlemesi nasıldır sorgusunu cevapla I Hani arada yoklamasa kalp ritmi yazacağım en temiz hali ile eylül’de gitmelerin sarı sayfalarına solgun yaprağın ve canların toprağa bir çiy damlası gibi düştüğünü görünce pardon demişti gülüşünüz kaldı diyen bey! söyle o zaman sen kordonda her yıl gelirim sözünü tuttun mu ışın? S Hemşire: başımda onulmaz ağrı geçsin bu dem akut ball philadelphia pozitif adınla bin yaşa nakil bir yaşamdan bir yaşama illa sarısı gül’ün illa sevda sarısı bir de başımda bekleyip duran milyonda bir klinik sarısı... gözleri yıldızlara asılı bir şiir kağıdı papirüs kalemi mont blanck değil... I sayrılarıma dizilirken saman sarısı s/özlerin; şu senin akvaryumda su kabarcıklarının arasında dolanan kırmızı balık her gün yüze yüze katıp çiziyor vatoz ile mutluluk resmini ince belli akvaryum camına isname’si b/izli alazlıyor sinesinde hayat yoldaşlarını ve hançeresi yırtılırcasına b/ağırıyor m/odadan gün ’show must go on...’ *Mart 2015/Amerikan Hastanesi |
Güzel şiir, güzel şarkı, teşekkürler.
Saygılar.