Mezarlık 2
Zifiri karanlıkta bir mezarın başındayım,
Hava soğuk, rüzgar ciğerime işliyor. Yağmur hafiften dans ediyor, Ağaç dalları çatırdıyor. Ben uyuz, titreyen bir it, Kuyruğu kesik siyah kedi... Karanlığın derinliklerinde kaybolmuşum, Gölge gibi sarkıyor üzerime korkularım. Her bir damla, acının melodisini fısıldıyor, Toprağın kokusu, yaşamın sonunu hatırlatıyor. Bir zamanlar burada yankılanan hayat, Şimdi sessizliğin kollarında hapsolmuş. Gecenin ağırlığı, göğsümde bir taş gibi, Yıldızsız bir örtü sarıyor her yeri. Her köşede bir anı, bir hayal saklı, Ama hepsi, karanlığın kollarında kaybolmuş. Gözlerim karanlıkta parlayan bir ışık arıyor, Ama bulamıyorum, yalnızlığım derinleşiyor. Bir kedi, kuyruksuz; ama onurlu, Bir it, titreyerek ama hayata tutunarak. Karanlığın içindeki çığlıklar, Geçmişin yankıları, ruhumda yankılanıyor. Bir dostun gülüşü, bir sevdanın hatırası, Hepsi buranın soğuk topraklarında kaybolmuş. Korkunun pençesinden sıyrılmak isterim, Ama mezarın soğuk nefesi, beni sarıyor. Rüzgarın uğultusu, geçmişin yankısı, Her bir anı, bir yük gibi omuzlarımda. Zifiri karanlıkta, ben yine buradayım; Bir mezarın başında, hayallerimle savaşıyorum. Bir zamanlar burada mutluluk vardı, Şimdi sadece sessizlik ve hüzün var. Geceye karşı duyduğum bu derin özlem, Bir çığlık gibi yankılanıyor karanlıkta. Her şey geçici, her şey sona eriyor, Ama hatıralar, ruhumda bir yara açıyor. Küçük bir ışık, belki umut, belki hayal, Gözlerimin önünde parlıyor, ama ulaşamıyorum. Baharın sıcak günleri, şimdi birer hayal, Kışın soğuk nefesi, içimde bir yaradır. Zaman geçtikçe, her şey siliniyor, Ama ben burada, yalnızlığımda kalıyorum. Bir mezarın başında, ruhumla yüzleşiyorum, Karanlık, beni sararken, geçmişi hatırlıyorum. Bir nefes, bir fısıldama; hayatın sesi, Ama ben yine karanlıkta kaybolmuşum. Zifiri karanlıkta, hayallerim peşinde, Kuyruğu kesik kedi gibi, yalnızlığımla savaşıyorum. |