Mezar
Zaman geçiyor, ruhum derin bir sessizlikte kaybolmuş,
Hayatın zehriyle dolmuş her anım, her düşüncem. Gözlerimdeki bu boşluk, kelimelerin anlamını yitiriyor, Bir umut arıyorum, ama nereye bakarsam bakayım, Karanlık bir dip var, ışık yok, ses yok, sadece yankılar. Belki de mezar, bir kurtuluşun kapısıdır; Orada huzur bulurum, belki de unutulmuşlukta. Kahpenin koynu sıcak ama içi yanar, Orada kaybolmuş hayallerim, orada hapsolmuş umutlarım. Öyle bir yerdeyim ki, bir yudum hayat bile, Bir çiçek açmadan önce solup gidebilir. Düşlerimdeki renkler, zamanla solmuş, Her bir anım, bir gölge gibi peşimi bırakmaz. Hayallerim, birer birer uçup gitti; Artık karanlıkta kaybolmuş bir ruhum ben. Bir zamanlar parlayan yıldızlar, şimdi sönmüş, Geçmişin izleri, içimde bir yara olarak kalmış. Baharın tazeliği, yüzümü okşayan rüzgâr, Unutulmuş bir şarkı gibi fısıldar; Ama ben, o melodiyi duyamadım hiç, Çünkü içimdeki acı, her sesi bastıran bir çığlık. Artık, mezar sessizliğinde bir derin nefes almak, Gözlerimi kapatıp, huzurun eşiğinde uyumak, Bir gün gelir, belki de hayatı geride bırakırım; Ama şimdilik, bu karanlıkta kaybolmuşum, Bir yudum hayatın özlemi, içimde yanar durur. Belki de mezar, bir kurtuluşun kapısıdır; Orada huzur bulurum, belki de unutulmuşlukta. Kahpenin koynu sıcak ama içi yanar, Orada kaybolmuş hayallerim, orada hapsolmuş umutlarım. Gecenin koynunda kaybolmuş düşünceler, Her biri bir yıldız gibi parlıyor ama ulaşılmaz. Bir zamanlar, hayat ne kadar canlı, Şimdi ise sadece bir hatıra, bir gölge gibi. Kahpenin duvarları arasında yankılanan sesler, Bir zamanlar dost gibi görünen yüzler, Şimdi yabancı, şimdi soğuk. Yanımda bir yudum su, bir parça ekmek, Ama ruhumun derinliklerinde bir çöl var. Öyle bir yerdeyim ki, Bir yudum hayat bile, Bir çiçek açmadan önce solup gidebilir. Her anım bir kayıp, her düşüncem bir yıkım, Düşlerimde bile huzur yok, sadece savaş. Bir mezar açacak kalbimdeki yaralar, Orada belki biraz dinlenirim. Ama burası, bu dünya, İçimdeki yangınla dolu, Her köşede bir hatıra, her sokakta bir acı. Kahpenin koynunda kaybolmuş bir hayat, Mezarda yatmanın huzurunu özlüyorum. Bir gün belki, ayaklarım o toprağa basacak, Ve orada, o sessizliğin içinde, Kendimi yeniden bulacağım. |