İsyan
İsyan, bir direniş belki,
Ama neye, kime karşı? Zamanın kahpeliğinde, Kendimizi sorgularken, Her gün biraz daha kayboluyoruz. Her gün biraz daha kaybolduğumuz, Ama yine de direndiğimiz bu hayatta, Bir umut arıyoruz karanlıkta, Gözlerimizi açıp etrafa baktığımızda. Kimi zaman sessiz çığlıklar atıyoruz, Kimi zaman haykırışlarla yankılanıyor sesimiz. Kalplerimizde bir ateş yanarken, Korkularımızı bir kenara itip, Geleceğe dair hayaller kuruyoruz. Kayıplarımızın, acılarımızın gölgesinde, Yeniden doğmak için savaşıyoruz. Her düşüşte biraz daha güçlenerek, Her yarada yeni bir hikaye yazarak, Isyanımız, belki de bir özgürlük arayışı, Kendimizi bulma çabası. Zaman ilerledikçe, İçimizdeki direniş ateşi sönmeyecek, Her gün biraz daha kaybolsak da, Bir gün, mutlaka bulacağız kendimizi. Gecenin karanlığında parlayan yıldızlar, Bize umut fısıldıyor, Unutulmuş rüyaların peşinde koşarken, Kendimizi yeniden yaratma çabasındayız. Her bir adımda, tıpkı bir kuşun, Kendi gökyüzüne doğru yükselişi gibi, Sınırlarımızı aşmayı öğreniyoruz. Zaman zaman yıpranmış ruhlarımız, Savaşlardan çıkmış gibi, Ama içimizde bir inat var, Sonsuz bir sevda gibi kabaran. Ne olursa olsun, pes etmeyeceğiz, Her kaybın ardında, Yeni bir başlangıcın tohumlarını ekeceğiz. Ve belki de, Bir gün, o kaybolmuş ruhlarımızı, Birbirimizde bulacağız, Kahramanlıklarımız ve zayıflıklarımızla, Bir bütün olarak, Hayatın içinde var olmanın, Ve direnişin anlamını keşfederek. İsyan, evet, bir direniş belki, Ama öncelikle kendi içimizde, Yeniden doğuşun, Ve umudun simgesi. |