Park
park
ağaçlar arasına gizlenmiş yarı aydınlık bankta; hangi yasanın hükmünde tutsak, meçhul sırrıyla baş başa kalan gizemi karanlık, okyanus sanki gerçeği gizlice sezinlemek, yavuklusundan kalan! eski izlerin tortusu. gururun saf beyaz alevi, fitili ateşlendiren.. zifiri boşluğa dalmış esrarengiz görünümlü bakışı istilaya uğramış bir şehir kendini yaralayan tufan. sıkılı yumruğun neyin hıncı kendisiyle yoğun, sözcükleri örgütleyen kök söktüren hatırasının girdabına kendini siper et başka istekler biriktirmeye başlarsın iç yangınını dindirmez, ürpertiyle hışırdayan okyanus. günahı yüzüne vurulan umduğunu bulamamış, sök içinden at her şeyi sil bütün bunları ah yürek dağlayan acısı, hiçbir mantık kuralı dindirmedi ayrılık derecesine varan yavuklusundan, yani kaybolmuş bir davanın verdiği; tek başınalık park direklerinin yere vuran gölgesi, ışık altında sessizliğe bürünen damar Orhan özgül |