MUALLA IIŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Önce yaşadım. Sonra anlatmaya başladım..
Asır önceydi topyekûn arbedem
Mukavemetimi kaybetmeden arayışa koyuldum Mualla, seni aramakla meşgulken Boşluğa düşürdü beni anlık gelişin Sana kırmızı halılar sermekti niyetim Mualla; Bu kadar erken karşılaşmak hayaldi Çıplak gözle görmeye başlayınca Gerçeklikte belirmeye başladı Hemen bir masa sandalye çektim sana Yorulmuşsundur o kadar yoldan geldin Sana ravzalar yetiştirecek ruhumun Turabıma tohumlar getirmişsin Ama yetmiyor ki Mualla; Geceden sabaha olan İnanmışlık dürtüsü reyhan çiçeklerinin, Sana olan inanmışlığıma yetmiyor Bir kere dinle beni Mualla; Kırlangıçlar kedilere haykırıyordu aşkımızı Ben sana dilden haykıramadan, Onlardan duymuştun yetemeyen sesimi Anlatmak istedim Mualla; Çırpınırken bu pekte mümkün olmadı Dilimin titremsi, tuttum harflerden birini Çözüldü.. dilim ve gönül bağım Konuşmaya başladım sonra Baktım ki kelimlerle daha bişey anlatamıyorum Hep yarım kalıyor söylediklerim Daha fazlasını söylemek isterim Ama öyle bir lisan daha icat edilmedi Bir yarım deste zaman geçmeden "Kederle antlaşmam" yeniden müzakere iken Tam da şartları incelerken Katip elimden çekmeden sayfaları Maddelerin arasına bir gülücük sıkıştırmıştım Olurda o gülücüğe rastlarsam özgür olabilirdim Konuşmam bitti Mualla’m; Şimdi de bu masadan kalkıp antlaşmayı fesedebileceğim Çünkü rastlamayı umduğum gülücüğün karşısında oturuyorum |