Bulunması gereken bulununca değeri bilinmesi gereken kişiyle göz göze gelince yazılan bir şiir..

Yeni bir direniş başlattık seninle
Gözlerimiz ihtilal ararken
Göz göze geldik seninle
Lalapaşa camisinde
Bir öğle namazı vaktinde
Ayakkabı bağcıklarında filizlenen
Andezit taşlı yollardan koparılan
Kümbetin önünde kaynara atılan
Çifte minarelerde pişirten
Yakutiye’de Taşhan’da olduran
Kalenin önünde asılan
Bend benim bendimdir

Fermanı mı yazdık seninle?
Hüküm verdik hükümetler seçtik
Göz göze geldik,
Yeni bir ülke kurmanın telaşında..

Ey güz gören güller
Gönderdiğim güz güzellerinden haber
Var mıdır? Var mıdır yoktan gelen aşk?
Yoksa cevapsız kalmış bir sual midir?
Sualler kitabı da yazmıştık seninle
Dolduramadığımız boşluklar dolu
Yazdıkça dahada boşalttık içini
Sayfalarında çift kalem kullanılan
Kitap benim kitabımdır

Fermanı mı yazdık seninle?
Şiirler yazdık eserler çıkarttık
Göz göze geldik,
Yeni bir şairin dava konferansında..

Ovanın etrafında dönen dağlar
Kanatmaz zor aşılır prangalar
Papatya çiçekleri kekikleri zorlar
Akarsular kimlerini bağ, kimlerini boğar
Baş gözenin başında buluşmuştuk seninle
Tabiatın düzeni bozulmakta yine
Gözede fışkıran su cezbelenmekte
Dağların feryadı bizi sarsı vermekte
Bozkır yüreğinde tüten ağıt benim ağıtımdır

Fermanı mı yazdık seninle?
Gözlerimizin ufkunun zorlanmadığı rakımlarda,
Göz göze geldik.
Yeni bir günün dünyaya aşık doğuşunda..

Yeni bir direniş başlattım kendimde
Görmeme ihtimaline yenik düşebilirdim
Bitkinim çaresizim gözlerimi kapatabilirdim
Gaflete düşüp etrafıma kör bakabilirdim
Bütün olmazların içinde göz göze geldik

Fermanı mı yazdık seninle?
Yeni bir direniş başlatmanın eşiğinde...