PAPATYA BAHÇESİNDE
Sevdiğinin hasretiyle, enginlerinde bakınırken
Bir an dalıp gitti, yalnız adam Bir papatya bahçesindeydi bembeyaz Hasretle sevdiğini aradı gözleri ama yoktu sevdiği İçine bir hüzün çökse de Sevdiği kadının kokusu sinmişti papatyalara Sevdiğim diye de içine çekti bir süre Bir toprak kokusu da aldığı nefesle birlikte içine doldu Kulaklarına hoş bir seda gibi gelen Kuş seslerini duydu bir ara Dinledi bir süre şakıma seslerini ayrılığa dair Daha fazla tutamadı gözyaşlarını Cebinden sevdiğinin kokusu sinmiş mendili çıkarıp Yanaklarına süzülmekte olan gözyaşlarını sildi Bu mendil sevdiğinden aldığı ilk ve tek hediyeydi Ve özenle saklıyordu sevdiğinden yadigâr diye Yüzünde geçmişin izleriyle oluşmuş derin çizgiler vardı Bu sevgisizliğin kader çizgileriydi yüzüne kazılan Hayalleri de bir bir bitmişti, yarım kalan aşkı ve hayatı gibi Gözlerinde bir özlem, kalbinde sönmeyen hasret ateşi ile Hayatın kıyısında yapayalnızdı adam Kaybolan aşkının, hayatının arkasından bakıyor Ve papatya bahçesinde ölümü bekliyordu… |