SEVGİYE SARIL BU BEDENDE!
Papatyam!
Aşklar yalanmış derler, sen de mi yalandın? Yoksa ağır mı geldim yüreğine de aşkımı tatmadın? Oysa saf ve temizdi sana olan duygularım Sen, gönlümde beyaz bir papatya gibi açarken Ben ise sen de açmadım Su vermedin bir çöl gibi sevda çiçeğime Açmadan soldurup kuruttun Uzaklaştın benden, hep boynu bükük kaldım arkandan Serap gibi geldin bana, ya da ben öyle sandım Kendimi avuttum Oysa seninle bir dünya kurmuştum sol yanımda Hayallerimde büyüttüğüm Uykularımı satmıştım sensiz geçen gecelere Deli divane olmuştum oysa Benim için her şeyde sen vardın Hayat seninle güzeldi Bilmem, belki de hiç sevmedin beni Çekip gidemedim, istenmediğim gönülden Ne de olsa köle olmuştum kapında Belki de aşk dilenen bir dilenciydim Yaralı kalsın yüreğim Aşk rüzgârları esip söndürmesin yanan ateşi Kara gecelerime güneş doğmasın Sensizliğin karanlıklarda kalayım Bir ömürlük değilmiş sevdan Anlıkmış yalancı bir alev gibi İçimde bir isyan var ama duyulmayan Belki bir gün sende sever Benim gibi muhtaç kalırsın sevdiğine Senin de çığlıkların duyulmaz benim gibi Kor ateşler yakar yüreğini Kasırgalar kopar içinde, senden çok şeyi alıp götüren Bir dipsiz kuyuya düşer, çıkamazsın Feryat figanlar edersin duyulmayan Ben diye yılana sarılırsın Akrep gibi sokar, zehirler Ölüm fermanını infaz eder Bil ki herkes, ben gibi sevemez seni Etrafında deli divane olmaz İstemediğin kollarda sabahlar, günaha kar olursun Ölümlü dünya bu dünya Bilmez misin, sana da kalmaz Harcanırsın, çığlıkların geceye karışır, duyulmaz Oysa gülüşün düşerdi geceye Rüzgâr saçlarında dans ederdi Kıskanırdım, içinde sakladığın gülüşü Arsız bir hırsız gibi çalmak isterdim oysa içimdeki seni Üzerinde gelinlik gibi bir elbise Gölgen düşerdi akan suya Karadeniz’in hırçın dalgalarına Tutmak isterdim ama akan su Hırçın bir dalga gibi avuçlarımın içinden kayıp giderdin Yine papatya gibi bir kırda açmışsın Kokun sinmiş toprağa Esen rüzgârla savrulan dilek tutmak isterdim yarınlar için Sevdama umut olsun diye Kalbimin en derin yerinde köşkler kurdum sana Bir de taht Gel gönlümün tahtına otur diye Bazen bir yol olmak isterdim sana gitmek için Gökyüzünde bir yıldız Işık saçar etrafına, sen diye bakarım Hayallerimin ortasından sana dair bir dilek gönderiyorum Kayıyorsun üstüme sanki elimden tutacak gibi Yüzünü güneşe çevir, aydınlıklara Sevgiye sarıl bu bedende Aşkın can bulsun, bana ise bir umut Karanlıktan çek, al beni! Papatyalar açsın yüreğimde, sen olan Senle bir dünyam olsa, gel desen, el versen Düşünmeden gelirdim, bilir misin? Şimdi bir girdaptayım, içine çeker boğmak için beni Tut ellerimden, bu dipsiz, kör kuyudan çıkar beni! Aşk ekelim yüreklerimize Mutluluk biçelim içinde bir sen bir de ben olan Geç kalmadan, tükenip bitmeden Gitmeden bu dünyadan gel, hadi gel! Oturdum bir kenara, batan güneşi izliyorum Birazdan ortalık kararacak, içim gibi Yine aklımda sen Gel bir ışık gibi karanlık dünyama aydınlık ol! Sevdama kapatma yüreğini, kır gönlünün zincirlerini Yine bir deniz kenarında oturdum Masamda rakı, denizde yakamoz Uzaktan gelen bir müzik sesi, seni anlatıyor notalarında Denizden çık bir denizkızı gibi Gözlerime aynaya bakar gibi bak! İçinde kendini göreceksin Ya da mezarıma gel, bir su dök! Belki ölü bedenime can gelir Belki de giden nefesime, nefes gelir nefesinden… |