BİR GÜN ANKARA’YA GELSEM
Papatyam!
En son Ankara’ya geldiğim gecenin sabahında Heyecanlı bir şekilde uyandım Adeta içim içime sığmıyor İçimde ise tarif edilmez bir sevinç vardı Yüzümü yıkadıktan sonra çarçabuk üstümü giyindim Ve sokağa fırladım Amaçsız olarak, aylaklar gibi yürüyor Ama her şeye dikkat ediyordum Çünkü sokaklarda seni arıyordum. Bir süre sonra yürüdüğüm sokaktan Daha önce geçmiş olduğumu hatırladım Kendi kendime, halime güldüm Rastgele önümdeki ilk sokağa girdim Tenha sokaktaki yoluma Koşar gibi hızlı adımlar atarak devam ettim Terlediğim için gömleğimin bir iki düğmesini daha açtım Ve saatlerce yürüdüm Senden başka hiçbir şey düşünmüyordum Sanki karşıma sen çıkacaktın olmadığını bildiğim halde Yine de şuursuzca seni arıyordum Sonra bir dükkândan, galiba terzi dükkânıydı Bir müzik sesi duydum Ümit Besen’in Nikâh masası adlı şarkısı çalıyordu Müzik sesi nedense bana mutluluk vermişti Uzun bir zamandan sonra kulaklarımın duyduğu bu ses Şarkı sözlerinin aksine, bana iyi hatıralar uyandıran Ve içime bir ferahlık getiren bir sesti Çünkü bu müzik eşliğinde seninle dans etmiştik Öyle sap gibi dalıp kalakalmışım Bu halime bir anlam veremeyen dükkân sahibi Bana doğru döndü ve alaycı bir şekilde gülümseyerek Bir şey mi istiyorsun, diye seslendi Garip ama utandım Sonra da içten gelmeyen bir tebessüm belirdi yüzümde Omuzlarımı, bir şey istemiyorum anlamında silktim Ve dönerek geldiğim yöne doğru Sinirli bir şekilde yürümeye başladım Belki de kurduğum hayali bozan dükkân sahibine karşı İçimde bir kırgınlık oluşmuştu Yol üstündeki çeşmede yüzümü yıkadım Bu bana iyi gelmişti Gözlerimi havaya diktim, derin bir nefes aldım Gökyüzünün boşluğunu hissediyordum Adeta içim gibi boştu, aslında sen olmadan İçimde bir şeyler hep noksandı ve noksan olarak kalacaktı Adımlarım beni, sana değil de geriye götürüyordu Dedim ya, bir gün Ankara’ya gelsem Gelsem de seninle tekrar Aslanhane Camisine gitsek Yine merdivenlerden inerken bana tutunsan Pamuk şekerini severdin, değil mi? Sana pamuk şekeri alsam O al yanaklarına bulaştırarak yesen Yine Ankara sokaklarında geziyorum Yanımda sen yoksun, içim buruk Bazen senin yolunu Okulumuzun yolundaki gibi beklerken yağmur yağıyor Islanıp üşüyorum Diyorum ki şimdi Papatyam gelse Gözlerinde ki aşkı görsem ve içimdeki hasret bitse Yüreğim çarpsa ama yok Çünkü sen yoksun ve hiç olmadın ki… |