0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
216
Okunma
Her pazar sızı düşer içime daralır yüreğim
Dört duvar arasında hapis olurum
İrtibatım kesiktir dış dünyayla
Gözyaşımı silmekle meşgulüm
Hatıralarımızı andıkça kendimden geçerim
Asırların yükü var sanki bedenimde
Hantal hayattan soğumuştum sen olmayınca
Şimdi dönülmez uzaklardasın
Nikotinimin dumanında
Şarabın eskimiş tadında
Hafiften bir rüzgâr esse de içimde fırtınalar, kasırgalar tutan
Hıçkırıklarım duyulur mu yaban ellerinde?
Her pazar gelişi kahvemi yudumlarken
Yine kaderimle baş başayım
Pembe hayallerimin peşinde, ardından koşarım
Savruk saçlarım dalga dalga
Dudaklarında hatıralarım ışıl ışıl
Teninde sıcaklığın alev alev ağustos
Beyaz kırmızı begonyalar hala balkonunda açar mı?
Aşk koşturur mu evin bir ucundan bir ucuna?
Anlıyorum suskunluğunu
Ne olur, öylece kal melek yüzlüm!
Doyasıya cennet endamından öpeyim
Hayalinle avunayım gerçeğin gibi
Bak demet demet papatyalar getirdim sana
Susuz sevgisiz bırakma!
Gönül bahçende ömürlük sakla onları
Kokumu hatırla, kokladıkça da öp!
Öp ki onlarda benim gibi solmasın…