PAZAR GÜNÜ
Her pazar sızı düşer içime daralır yüreğim
Dört duvar arasında hapis olurum İrtibatım kesiktir dış dünyayla Gözyaşımı silmekle meşgulüm Hatıralarımızı andıkça kendimden geçerim Asırların yükü var sanki bedenimde Hantal hayattan soğumuştum sen olmayınca Şimdi dönülmez uzaklardasın Nikotinimin dumanında Şarabın eskimiş tadında Hafiften bir rüzgâr esse de içimde fırtınalar, kasırgalar tutan Hıçkırıklarım duyulur mu yaban ellerinde? Her pazar gelişi kahvemi yudumlarken Yine kaderimle baş başayım Pembe hayallerimin peşinde, ardından koşarım Savruk saçlarım dalga dalga Dudaklarında hatıralarım ışıl ışıl Teninde sıcaklığın alev alev ağustos Beyaz kırmızı begonyalar hala balkonunda açar mı? Aşk koşturur mu evin bir ucundan bir ucuna? Anlıyorum suskunluğunu Ne olur, öylece kal melek yüzlüm! Doyasıya cennet endamından öpeyim Hayalinle avunayım gerçeğin gibi Bak demet demet papatyalar getirdim sana Susuz sevgisiz bırakma! Gönül bahçende ömürlük sakla onları Kokumu hatırla, kokladıkça da öp! Öp ki onlarda benim gibi solmasın… |